Üç kafadar genç, dere kenarında otlayan bir kuzuyu tutup keserler. Geride bir delil bırakmamak için de; deri, bağırsak gibi işe yaramayan kısımlarını toprağa gömerler, Etini de kebap yapıp afiyetle yemeye başlarlar. Dini kaygıları var ama bir yandan da bunu sorun olmaktan çıkarmaya çalışırlar. Kebapları yerken diğer yandan da aralarında şöyle bir konuşma geçer:
-Yeter ki birbirimizin açığını vermeyelim, biz bu beraberlikle deveyi bile havuduyla yutarız.
-Tamam vermeyelim kimse bilmez ama yukarda Allah görüyor onu ne yapacağız?
-Allah görse ne olacak, sanki gidip mahkemede şahitlik mi yapacak?
-Peki öbür dünyada hesap sormaz mı?
-Bu dünyada başımıza bir şey gelmesin öbür taraf kolay. Allah tövbe kapısını her zaman açık bırakmıştır. O kapı bizi kurtarır.
-Ya tövbemizi kabul etmezse…
-Bizim gibi aciz kulların tövbesini kabul etmemek yüce Allah'ın şanına yakışır mı?
Biri konuşmalardan biri sıkılır:
-Allah büyüktür, Allah kerimdir, Allah affedicidir. Biz kebabın keyfini çıkaralım arkadaşlar.
Yorum Yazın