Bir zamanlar adaylık eğitimini tamamlayan Kaymakam, Tekirdağ’ın bir ilçesine atanır. Görev yerine gitmek için İstanbul’dan otobüse biner. Otobüste lacivert takım elbiseli ve bordo kravatıyla bir tek kendisi vardır. Mevsim yaz, hava oldukça sıcak, üstelik kaymakam otobüste güneş gören cam kenarına oturmuş, takım elbiseyle buram buram terliyor. Yanındaki yaşlı kişi dayanamayıp, “Bak, terliyorsun, üstündeki ceketi çıkarsana hemşerim.” diyor.
Kaymakam takım elbiseyi bir üniforma gibi düşündüğünden olacak ki, onu çıkaramam anlamında “Ben …ilçesinin kaymakamıyım.” diyor. Yaşlı adam gülümsüyor, sonra, “İyi o zaman istersen bir de battaniye ört” diyor.
KAYMAKAM KİME DENİR?
Yeni kaymakam hevesli köyleri ziyaret ediyor. Bir köyde muhtar onunla ilgileniyor, bir tavuk kesip ağırlıyor. Köyde bu haber hızla yayılıyor. Sonra kaymakam ilkokulu ziyarete gidiyor. Birinci sınıfa derse giriyor. Henüz okuma ve yazmayı bile sökememiş öğrencilere soruyor. “Kaymakam kime denir?” Kimseden ses yok. Sonra çocuğun biri parmak kaldırıp cevap veriyor. “Muhtarın tavuğunu yiyene kaymakam denir”
Yorum Yazın