İki kafadar konuşuyordu. Sözün bir yerinde biri Akbulut fıkrası anlatmaya başladı:
“Yıldırım Akbulut Başbakanken görevli bir memur ona her gün bir gazete alıp getiriyor. Memur şunu fark ediyor ki gazete okunmuyor. Âdet yerini bulsun diye gazetenin alındığını düşünüyor. Bunun üzerine kendi kendine, “Her gün yeni bir gazete almaya gerek yok “diyor. “Aynı günün gazetesinden yedi tane alayım. Her gün bu gazetelerden bir tane Akbulut’a vereyim” diyor. Nitekim aynı gazeteden yedi tane alıp her gün bir tanesini Akbulut’a sunuyor. Üçüncü gün görevli memur gazeteyi verirken. Akbulut’un gazete okuduğunu görüyor. Akbulut gazeteden başını kaldırıp görevli memura şöyle diyor:
-Dünya da ne aptal insanlar var. Üç gündür gazete okuyorum. Her gün aynı adam, aynı hata, aynı akılsızlık ve aynı otomobille aynı ağaca çarpıyor.”
Fıkrayı dinleyen kişi, konuşulan konuyla fıkra arasında bir bağlantı kuramadı:
- Anlayamadım, şimdi bu fıkranın konumuzla ne alakası var. Bu fıkra ile sen bizleri Yıldırım Akbulut’a mı benzetiyorsun?
Öbürü cevap verdi:
-Hayır Akbulut’a benzesek çok iyi, çünkü Akbulut hiç olmasın, üçüncü gün uyanıyor. Biz Akbulut’un okuduğu gazete gibiyiz. Gazetedeki gibi aynı hata, aynı kaza, aynı akılsızlık hiç değişmiyor.
**
(Yıldırım Akbulut (1935-2021) Türkiye Cumhuriyeti'nin 20. Başbakanı. Türk avukat ve siyasetçi. Başbakanlık ve 1989-1991 yılları arasında Anavatan Partisi genel başkanlığı görevini sürdüren Akbulut, 1987-1989 ve 1999-2000 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığı yaptı.
Akbulut’a izafe edilen bu fıkraların hepsi uydurma idi. Ama düğmeye basılmıştı. Gülünç gösterilecekti, gözden düşürülecekti. Nitekim başbakanlıktan düştükten sonra onunla ilgili hiçbir fıkranın önemi kalmamıştı. Fıkra furyası anında kesilmişti. Yorgan gitmiş, kavga bitmişti.)
Yorum Yazın