Karamanoğlu bir gece şehrin zariflerini, eşrafını, ahbâbını sarayına davet edip çalgılı, mezeli, şaraplı, rakslı bir sohbet meclisi kurmuştu. Meclisin geç saatlerinde içkinin de tesiriyle meclistekilere ihsanlar dağıtıp gönüllerini hoş etmeğe kalkıştı ve bir has köyünü birbiri ardınca onsekiz kişiye, sonuncu olarak da Şair Nizâmi Çelebi'ye armağan etti.
Sabah olunca Nîzâmi Çelebi kapıya dayandı, "Sultanım, emrediniz de dün gece bana ihsan ettiğiniz köyün beratı yazılıp mülknâmesi verilsin!" deyince Karamanoğlu huzursuz olup pişmanlığa düştü, "Hay Çelebi" dedi, "dün gece sarhoş haliyle dilime ne gelirse söylemiş bir herzedir yemişim." diye verdiği sözden caymaya kalkıştı. Nizâmi Çelebi,
-Hâşâ Sultanım dedi, "dün gece her ne dedinse lutf u ihsânın icâbı dedin; lâkin herzeyi şimdi yedin!"
**
(İbrahim Altunel, Anadolu Mahalli Fıkra Tipleri Üzerinde Bir Araştırma, Doktora tezi, Konya, 1990)
Yorum Yazın