Temel kemençe ustasıdır, çok güzel kemençeler yapmaktadır. Yanına Dursun’u çırak olarak almıştır. Bir gün Temel Usta kendini işe vermiş çalışırken kendine özel küçük odadan bir ses geldiğini duyar. Odaya girer, bir bakar ki ne görsün, Dursun para kasasından paraları cebine doldurmaktadır. Öfkeyle sorar:
-Ula uşağım ne yapaysun! Şu cebindeki paraları çıkar bakayum.
Dursun mahcup bir eda ile;
-Şey usta, eve gitmek için küçük bir cep harçlığı alıyordum.
Temel usta bakar ki alınan para cep harçlığının çok üzerinde bir para. Dursun’a kızgın bir şekilde sorar:
-Ula uşağım söyle bakayum. Senun evun Çin’de midur?
**
Kötülükler birbirinin kardeşidir. Biriyle tanıştığınızda o sizi diğerleriyle tanıştırır. Yani hırsızlık yapıyorsanız, hırsızlık sizi yalanla tanıştırır, yalan söylüyorsanız o sizi bütün kötülüklerle tanıştırır. Ancak eski hukuk tabiriyle cürmü meşhut (suçüstü) halinde yakalanmışsanız her türlü yalan komik olmaktan öteye gitmez. En iyisi itiraf edip suçlu olmanın üstüne bir gülünç duruma düşmemek gerekir.
**
(Cürmü meşhut: Suçu işlerken, suçüstü yakalanmak.)
Yorum Yazın