Bir arkadaş grubu sohbet için bir aradaydı. Çay, sohbet, muhabbet derken gruba yeni katılan biri vaaz verir gibi konuşmaya başladı:
-Ben Allah’ın izniyle kişilerin karakterini ve geleceğini biliyorum. Şimdi size küçük bir uygulama yapacağım, dedi
Bir kişinin gün, ay ve yıl olarak doğum tarihini aldı. Rakamları topladı, çıkardı, böldü. 99 veya altı bir sayıya tekabül ettirdi. Bulduğu rakama 99 Esmaül Hüsna’dan bir rakama denk gelen Esmaül Hüsna’ ile ilgili bilgiler verdi. . O Esmaül Hüsna’dan yola çıkarak bu kişinin karakterini ve geleceğini okumaya başladı. İnandırıcı olması için açıklama yaptı.
- Bu bilimsel gerçektir, buna ledün ilmi denir. Bunlar manevi alemdir. İçinde sırlar vardır. Buna inanmak gerekir.
Aslında yaptığı bir çeşit yıldız falıydı. Yıldızların tanrı olarak kabul edildiği çok eski dönemlerden gelen günümüzde astroloji diye bilimsel kılıf giydirilmeye çalışılan durumun bu kez dine büründürülmüş haliydi. Ama adam dilinden Allah’ı düşürmüyor, söylediklerinin gerçek ve inandırıcı olması için Kuran’a gönderme yapıyordu. Sonra orada bulunan bir kişiyle aralarında şöyle bir diyalog başladı:
-Madem anlattıklarına bilimsel bir gerçek diyorsun. O halde bu anlattıklarını, deneyle, gözlemle, belgelerle, araştırma ve incelemelerle, akılla ispatlayabilir misin? Bulduğun rakamlarla kişinin karakteri ve geleceği hakkında neden sonuç ilişkisini deney, gözlem ve akla dayanarak açıklayabilir misin?
-Ben o dediklerinden anlamam ben bunu şeyhim olan …… hazretlerinden öğrendim. Öyle akıldı, deneydi, gözlemdi sorgulayıp nereye varacaksın? Bu zamanda şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır. Onların bildiklerine ve söylediklerine teslim olmak gerekir. Bu bir iman meselesidir.
-Ya şeyh dediğin kişi şeytanın kılık değiştirmiş haliyse… Bu durumu akılla sorgulamazsan şeytanın şeyhlik yaptığını nasıl bileceksin?
-Valla ben onu beşi bilmem. Ben şeyhimin dediğini tutuyorum. Verdiğini yutuyorum. Sonra akılmış, bilimmiş, düşünceymiş hepsini unutuyorum.
-Bence öyle her şeyi unutma. İnsan olduğunu hatırla. Sen de bir insansın. Senin de bir aklın var, senin de bir iraden var. Eğer bunları düşünmezsen ve İnsan olduğunu hatırlamazsan birlikte insanca yaşayamayız.
**
*Esmaül Hüsna: İsmin çoğulu olan “esmâ” kelimesi ile “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan “esmâ-i hüsnâ”, “en güzel isimler” anlamında Allah'ın isimleri için kullanılan bir terimdir.
**Ledün ilmi: Allah katından melek veya peygamber aracılığı olmadan Allah'ın dilediği kuluna verdiği ilim olup, sadece o ilme sahip olan kul sorumludur. Duyusal bilgi, insanların duyu organlarıyla algıladıkları şeyler, gaybla ilgili bilgi ise, duyu organlarının algı alanı dışında kalan hususların bilgisidir.
Yorum Yazın