Her gün bir tebessüm başlığı altında fıkra yazmak istiyorum. Ancak çoğu zaman haberlerde yer alan yolsuzluklar, yasaklar, cinayetler, şehit haberleri, seviyesiz siyasi atışmalar karşısında gülünecek bir şeyler yazmakla, sanki hayattan kopuk alakasız şeyler yazıyormuş duygusu yaşıyorum.
Kaygılarıma cevap olacak cevabı Mizah yazarı ve senarist Sulhi Dölek (1948-2005) vermiş. Dölek’e “Gülmeye halimiz mi var? Memlekette bu kadar işsizlik, yolsuzluk, fakirlik varken” demişler. Dölek, bu soruyu şöyle cevaplamış. “Adam gibi gülebilseydik, belki bu durumlara düşmez, daha kolay kurtulurduk.”
Haber Globalde yayımlanan “Az Önce Konuştum” programında Can Tolga Işık’ın konuğu Cem Yılmaz yaptığı mizahla ilgili ,“Çoğu kişi beni gamsız zannediyor. G.O.R.A’ daki Arif zannediyor. Bu iş gamsız bir adamın yapacağı bir iş değildir. Ben gayet gamlı bir insanım.” diyor.
Işık soruyor, “Çok gamlı bir günde bu beş bin tane gösterinin biri de çok gamlı bir gün ve çıkıp deli gibi iki saat boyunca binlerce insanı nasıl güldürüyorsun?” Cem Yılmaz, “1995’ den beri günümüze memlekette bizim için söylüyorum. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olmadığı, acıların yaşanmadığı bir gün hatırlıyor musun?”
İnsan kötü durumlara dikkat ederek hayatta ve ayakta kalmayı başarır. Ancak ruh sağlığını koruyabilmek için de gülmeye ihtiyacı vardır. Sürekli korku ve kaygılarla dolmak akıl ve ruh sağlığını bozar.
Yazıyı bir fıkra ile bitirelim.
Kadının biri psikoloğa gitmiş. Yaşım kırk, bir üniversite okumak istiyorum. Ancak artık yaşım geçti gibi geliyor. Kendi kendime diyorum ki “Hadi diyelim okudun, okulu bitirdin, o zaman yaşım kırkbeş olacak”
Psikolog soruyor, “Peki okumazsan, yaşın kaç olacak?”
Şimdi diyeceksiniz ki “Bu kadar yolsuzluk, işsizlik, yoksulluk karşısında gülmeyi başarsak ne olacak?”
“Peki başaramazsak daha mı iyi olacak?”
Bu nedenle, “Biraz tebessüm” e devam diyorum kendi kendime…
Yorum Yazın