Hitler öldükten sonra cehenneme atılmış. Ancak günahı o kadar fazla ki daha fazla acı çekmesi gerek. Bu nedenle ateşte yakılıyor, kül oluyor, sonra aynı acıları yaşaması için o küllerden yeniden Hitler oluşuyor, tekrar ateşe atılıyorlar. Süreç böyle devam ediyor. Yine küllerinden tekrar canlanmış olan Hitler’i ateşe atacaklar. Hitler demiş ki, “Madem bu süreç böyle devam edecek, sizden bir ricam var. Ben Amerika’yı, Rusya’yı ve Türkiye’yi ziyaret etmek istiyorum. Sonuçta yine geleceğim süreç kaldığı yerden devam edecek. Cezam baki, cezalandırmada bir kaybınız olmayacak.” Görevli melekler bunu kabul etmiş.
Hitler önce Amerika’yı gezmiş. Gezdikçe Amerika’nın bilim teknolojideki gelişmişliği görünce hayran kalmış. Demiş ki “Eğer bu bilim bu teknoloji bende olsaydı, ikinci dünya savaşında kesinlikle yenilmezdim.”
Hitler daha sonra Rusya’ya gitmiş. Gezerken görmüş ki zengin yer altı kaynakları ve güçlü bir kara ordusu var, hayran kalmış, Kendi kendine şöyle söylenmiş: “Eğer bu zengin yer altı kaynakları ve bu güçlü kara ordusu bende olsaydı, ikinci dünya savaşını kaybetmezdim.”
Hitler, en son Türkiye’yi ziyaret etmiş. Hitler’in gezisini bir basın ordusu takip etmiş. Geziden sonra Hitler ayrılırken basın mensupları Türkiye hakkındaki izlenimlerini sormuşlar. Hitler demiş ki, “Eğer ben böyle bir basın ordusuna sahip olsaydım. İkinci dünya savaşında belki yine kaybederdim ama halkın bundan haberi olmazdı.”
**
(Fıkra anonimdir. Bana, “Günah işliyorsun, bu olay cehennemde gerçeklememiştir.” Diye yorum yapacaklar için uyarı notudur.)
**
Son zamanlarda ülke dışından egemen aktörlere yönelik yayınlar yapılıyor. Bu yayınlar izlenme rekorları kırıyor. Kanımca halkın büyük bir ilgiyle bunları izlemesi bunları çok muteber görmesine dayanmıyor. Ulusal basının tekelleşmesi, halkın gözü, kulağı ve dili olmaması nedeniyle yurt dışı yayınlara ilgi artıyor. Bu durumun ülke için çok ciddi tehlikeli sonuçları vardır.
Sorunları çözmek için sebeplere inmek gerekir. Ülkemizdeki basına ilişkin olarak haberlerde yer alan şu bilgi durumumuzu özetliyor. “Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2021 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye 153'üncü oldu.”
Ülkemizde doğru, tarafsız bağımsız bir basın olduğu takdirde yurt dışından yapılan manipülasyona açık, ülkeyi zor duruma düşüren bu tür haberlerin bir itibarı olmayacaktır.
Yine ülkemizdeki yargının içinde bulunduğu durumu haberlerde yer alan şu bilgi adaletimizi özetlemektedir. “Hukukun üstünlüğünü ölçen ve dünya çapında uzmanlar tarafından hazırlanan Dünya Adalet Projesi (WJP) Hukukun Üstünlüğü Endeksi 2020 raporu yayımlandı. Hukukun üstünlüğü endeksi 2020 raporunda Türkiye, birçok Afrika ülkesinin de gerisinde kalarak, 128 ülke arasında 107. sırada yer aldı.”
Eğer biz ülkemizde tarafsız, bağımsız bir yargıyı kuramazsak insanımız ülkemizdeki adalete inanmayacak, şefaat, merhamet ve adalet kapısı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini görecektir. Nitekim bu mahkemeye başvuru sayısı olarak ikinci sırada olmamız bu gerçeği bize göstermektedir.
Sebepler ortadan kalkmadıkça sonuçlar ortadan kalkmayacaktır.
Yorum Yazın