Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Bir yavru kedi kadar olabilmek...

Şu kedi maması reklamına bayılıyorum. Her izlediğimde farkında olmadan yüzüme bir tebessüm yayılıyor.
Dünya şekeri minik kedi, üzerinden yağmur damlaları süzülen pencere camının ağladığını sanıp, "Ne oldu sana, canın mı yandı, bir şeye mi üzüldün? Ağlama artık, sana bir şarkı söylememi ister misin?" diyor ya, bitiyorum.

Geçenlerde yine onu izleyip ruhuma yelpaze sallamışken, bültendeki haber bir kez daha hayatın gerçeğini yüzüme çarpıp, beni hayal aleminden uyandırdı. Zavallı sokak köpeği, minibüsün altında kalıyor. Can havliyle aracın altından yaralı çıkıp kaçmaya hazırlanırken bu kez dükkanından fırlayan biri, hayvana trafik dubası fırlatıyor. Bence o vahşinin etrafı dubalarla çevrilmeli ki, o kötülük kuyusunun içine başkası düşmesin.
Allah hepimize o reklamdaki yavru kedinin masumiyet ve vicdanını nasip etsin.

Yargıtay'ın kararını yerel mahkeme bozdu (!)
Aslında tam da tersi olması gerekirdi değil mi?.. Konya'da tarikat üyesi 17 ile 22 yaş arasındaki 5 gence cinsel istismarda bulunan Süleyman Işık adlı sözde şeyhe, Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi "Gençlerin rızası olduğu gerekçesiyle" beraat kararı verdi. Davayı yeniden gören yerel mahkeme, bu kez zanlıyı 4 erkeğe cinsel istismar suçundan 55 yıl hapse mahkum etti.
Günlerdir düşünüyorum, Yargıtay'ın beraat kararına bir türlü anlam veremiyorum. Yahu reşit olmadığı için ehliyet vermediğiniz, evlendirmediğiniz, oy hakkına bile sahip olmayan bir gencin cinsel eyleminde 'rızası' geçerli olabilir mi?
Mahkeme kararları sadece o dava için geçerli değildir. Pek çoğu, gelecekteki davalar için 'emsal' oluşturur. Ayrıca her dava kararı, gerekçesiyle birlikte o ülkede yaşayanların adalete güven duygusunu ya pekiştirir ya da sarsar...
Adalet reformu için çok mu geç kaldık ne?

25 yıl sonra eldiven kuşandım
Spor yazarı ağabeyim, herkesin 'Baba' lakabıyla tanıdığı sevgili Hayri Ülgen, "Kadına Şiddete Hayır temalı bir gösteri maçı yapacağız, oynar mısın?" deyince bir an bile düşünmeden koşa koşa gittim. Çünkü bu Futbol Dayanışma Organizasyonu'nu, gönülden destekçisi olduğum TÜMBİKON (Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Konfederasyonu) düzenliyordu. Daha önce konfederasyonun benzer konulardaki pek çok etkinliğine katılmıştım. Gönül adamı Başkan Cevdet Akay ve arkadaşlarının giriştiği etkinlik ve hayır işleri beni çok etkilemişti. Sahaya "Kadına Şiddete Hayır" pankartıyla çıktık. Her iki takımın teknik direktörleri de kadınlardı.



Ne yalan söyleyeyim, maça çıkarken endişelerim de yok değildi. 25 yıl aradan sonra ilk kez futbol oynayacaktım. Zamanında amatör takımlarda ve üniversite takımında kalecilik yapmıştım ama 25 yıl çok uzun bir araydı. İşin ucunda rezil olmak da vardı. Ama ayıptır söylemesi, iki penaltı çıkartıp, sayısız kurtarış yapınca izleyenlerden daha çok ben şaşırdım. Anlayacağınız, az da olsa bir şeyler kalmıştı yani...
Yaptığım kurtarışlar maçın 'dengesini' bir hayli bozmuş, ilk 20 dakikada skor bizim takım lehine 3-0'a gelmişti. Baktım ki, sıfıra karşı gideceğiz ve ortaya dostluk maçına yakışmayacak bir skor çıkacak, ben de kalecilik deyimiyle 'yumurtlamaya' başladım. Sonunda maçı 6-6'ya getirmeyi başardım. (!)
Katılımcılar arasında Türkiye'nin iki önemli teknik direktörü Yılmaz Vural ve Güvenç Kurtar da vardı. Yılmaz Hoca, "Eğer seni futbol oynarken tanısaydım, hiçbir takımım küme düşmezdi" dedi. Bu şahane 'kupayı' hemen gönül rafıma koyuverdim...

Gaf kürsüsü
Kim Milyoner Olmak İster? yarışmacısı, roman yazarı ve edebiyat aşığı genç Berkay, "Hangi masalda bir ayakkabının çifti bulunmaya çalışılır?" sorusuna, "Kül Kedisi" yerine "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" yanıtını verince elendi.

Zap'tiye
National Geographic'te Alaska'da Yeni Hayat, BBC Earth kanalında Sıfırın Altında Yaşam, Discovery Channel'da Alaska'yı Mesken Tuttuk... Kombi 40 derecedeyken ısınmak için belgesel kanallarından uzak durun!

Ne demiş?
"Her şeye kötü tarafından bakmayın. Bunu ben söylüyorum, düşünün..." (Serdar Ortaç'ın tweet'i)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar