Doksanlı yıllarda bir hanım çıkmıştı, pek Atatürkçü bir hanımdı doğrusu...
"Konya'daki Mevlana türbesinden gökyüzüne bir ışık huzmesi yükseleceğini, Atatürk'ün buna tutunarak aşağı ineceğini" söylüyordu...
Biraz karanlık bir hanımdı. Kontrgerillayla bağlantıları olduğu söyleniyordu.
"Şunun akıllısını bulamadınız mı?" diye sormuştuk.
Bir ara da "Selenacılar" türemişti... Uzaylıların, güneşin arkasında kalan Selena adlı bir gezegenden dünyayla iletişim kurduklarını ileri sürüyorlardı... Selena mı Serena mı her ne karın ağrısıysa...
Aralarında "Alfa beta kodundan sigmaya bağlandım" gibi konuşmalar geçiyormuş.
Onlara da "Uzaylılar niçin Yunan alfabesini kullanıyorlar?" diye sormuştuk.
Amerika'da da uzaylılar tarafından kaçırıldığını, hatta kendisiyle cinsi münasebet kurduklarını iddia edenler çıkar sık sık.
Çoktur böyle manyaklar.
Kimbilir bastırılmış, bilinçaltına itilmiş nelerin ve nelerin tezahürüdür...
Kimseye zarar vermemek şartıyla belli bir şirinlik de arz ederler tabii.
Ancak, iki milyonluk boşanma davasına konu olursa işin rengi değişir.
***
Bir hanım, eşine boşanma davası açmış.
Adam "Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı"na üyeymiş.
Öp babanın elini.
Kadın buna taraftar değil. "Ayrıl oradan" diyor, adam da "Ölsem ayrılmam" diye cevap veriyor.
Bize biraz, eşine Fenerbahçe forması giydiren Karıncaezmez Şevki'yi hatırlattı...
Bunların bir "Bilgi Kitabı" varmış, dünyaya ait olmayan kozmik bilgiler içeriyormuş ve haşa sümme haşa Kur'an-ı Kerim'den üstünmüş!
Sonunda mahkemeye düşmüşler.
Kadın iki milyon lira istiyor.
Ya inancından vazgeçeceksin ya da iki milyonu bastıracaksın.
Hangi liberal bu ikilemi çözecekse çözsün bakalım.
***
Liderleri, Mevlana'nın onun bedeninde yeniden dünyaya geldiğini iddia edermiş.
Bu örgütte "ameliyat" yasak, çünkü narkoz enerjilerini dağıtıyormuş.
Bilirsiniz, Yehova Şahitleri de kan naklini reddederler...
Bu yüzden pisi pisine ölüp giden kimbilir kaç zavallı vardır...
Örgütün lideri bir ara hastalanmış...
Peki nasıl iyileşmiş?
"Dalgıç elbiseli üç uzaylı tarafından" iyileştirilmiş.
Yoksa Kızıldeniz'den çıkıp gelen ve "balık kostümüyle resmedilen" Sümer tanrısı Ohannes de bunlardan mıydı? Muazzez Hanım'a sormalı.
Koronayı yenip ayağa kalkan bir hasta da "Beni astronotlar tedavi etti" dememiş miydi?
Bir an önce reenkarne olmak amacıyla köprüden atlayıp ölen de çıkmıştı...
Örgüte de düzenli olarak para gönderirmiş. İşte o zaman işin tadı kaçıyor.
***
Yazdık ki gülesiniz.
Ruh doktorları da konuya el atsınlar da "literatüre" yeni bir madde eklesinler.
Diazem vermekle iş bitmiyor, bunları nasıl tedavi edeceksiniz?
***
BİZ ŞEBİNKARAHİSAR SANMIŞTIK
"Cumhuriyet yıldızı Ankara'dan parladı." Milliyet gazetesi...
Yorum Yazın