Biden, 22 Mart'taki konuşmasında, "Artık değişme zamanı geldi, dünya ekonomisinde dönüm noktasındayız, yeni bir dünya düzeni olacak ve buna öncülük etmeliyiz, tüm egemen uluslar, küresel olarak temsil edilen tek bir oluşumda birleşecek. Sadece dünya ekonomisinde değil, dünya genelinde bir dönüm noktası." Dedi.
Şu sıralar herkes, dünyanın geri kalanını bir şeyleri yapmak zorunda görüyor. Birileri, dünyayı diledikleri çarka doğru yönlendiriyor ve bunu bir zorunlulukmuş gibi lanse ediyor. Bahse konu olan muhataplar ise ne olup bittiğini algılayamadan, değişimler ile yüz yüze geliyor. Muhatapların başında çok dertler var virüs ile ölme korkusu, savaş dünyaya sıçrar mı korkusu, dünyanın çivisi çıkıyor korkusu, hayat pahalılığı korkusu... Ben sayarken yoruldum, konunun muhatapları bunların hepsini yaşıyor ve dolayısıyla kitlesel çapta neye zorlandığımızı fark edemiyor. Oysaki, dünyanın gelecekte zorlanacağı düzenlerin kararlaştırılıp, dünyaya sunulduğu toplantılar yapılıyor. Bilderbergler, Davoslar ve benzerleri. Hepsinin ortak özelliği, alınan kararların adım adım dünyaya kabul ettirildiği toplantılar olmaları.
Mesela, 2018 Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda şöyle bir açıklama yapmıştı: "Bu sene dikkatimi çeken ve beni de biraz rahatsız eden bir konu aslında Profesör Harari'nin bir oturumuna girdim. Oturumu hakkında bazı notlar aldım. Bugüne kadar çok değil 15-20 sene sonra, sizler kesin yaşarsınız belki. Bizler de yaşarız, insanlar bambaşka bir cins haline gelme durumu var. Yani, bu şu anda yaşadığımız son normal insan jenerasyonu. O kadar hoşuma gitti ki not almaya başladım. Çok değil belki 15, belki 20 sene dedim. Nasıl ki, taş devrinden birçok değişik cinsten sonunda bizim cinsimiz yani homosapiens yaşayabildi. Bundan sonra da bizden sonraki jenerasyonlarda insanlar bağımsız olarak yaşayamayacakları kanaati çıktı ortaya. Küçük bir elit gurup idare edecek insanlığı. Sadece memleketleri değil. Yani bağımsız düşüncelerini kaybetmiş bir insanlıktan bahsediyoruz.''.
Tam dört sene önce, dünyaya ilan edilmiş bu! Geçtiğimiz dört senelik süreçte geldiğimiz noktada küresel dijital kimliklerden, hatta çiplerden, merkezi olmayan tüm dünya çapında eski düzeni yok edeceğinden bahsedilen kripto para sisteminden, Çin'de uygulanan ve dünyaya yayılmasından bahsedilen sosyal kredi sisteminden ve daha nicelerinden bahsediliyor.
Tüm belirtilerin ortak özelliği, bir devlet merkezli olmayan küresel bir gücün hükümranlığı, büyük bilgisayar "server" larına bağlanmış bir sistem. Hedeflerinin 2030 olduğunu da son NATO zirvesinde açıkladılar. Birileri planlar yapıyor tabii ki, Alemlerin Rabbi ve Kainatın Efendisi Allah'ında bir planı var. Bize düşen uyanık olmak, her önümüze atılana inanmamak, hele ki de reklam gelirleriyle ayakta duran ve ticari bir işletme olan medyaya...Sağduyulu olmak, tarihi köklerimizi reddetmeden onları da inceleyerek eğriye doğruya karar vermek. Bizden önce yaşamış, nesillerce insan geldi geçti. Kuran'ın dediğine göre teknolojik anlamda bizden ileri olanlar olmuş. O yüzden çok hızlı ve sert bir geçiş yaptırıldığımız yeni dünya düzeni yolunda, bireysel olarak mantık ve vicdan sesi dinlemeden, sırf çoğunluk uyuyor veya sürekli duyuyoruz diye, yanlış adımlar atmayalım. Unutmayalım, her koyun kendi bacağından asılacak. Toplumun yozlaşmış olması, birey için bahane olmayacak.
Yorum Yazın