Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleşen NATO Zirvesi hakiki manada Türkiye'nin etrafında şekillendi.
Öyle ki...
Başkan Biden'ın elindeki notlardan fotoğraf karelerine yansıyan başlıklarda "NATO, Türkiye, İsveç, Ukrayna" yazması dikkatlerden kaçmadı.
Elbette, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın en önemli görüşmesi Biden'la idi. 75 dakikalık o görüşme, Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair bir dizi mesajı içeriyordu. İki liderin aldığı, önemsediğim bir kararı yazının sonuna bırakmak kaydıyla devam edelim.
Başkan Biden konuya, ABD iç siyasetinden giriyor. Amerikan siyasetindeki en kıdemli isimlerden olduğunu anlatıyor. "Kongre'yi benden iyi bilen yoktur, 45 yıldır aralarındayım" diyor.
Tabii bu durumda -ister istemez-Ankara'nın talep ettiği yeni nesil F16 paketi ve mevcutların modernizasyonuna karşı Kongre'deki direnç akla geliyor. Biden, yönetim olarak F-16 dosyasını İsveç'in NATO üyeliğinden ayrı değerlendirdiklerini ama Kongre'de bu iki konunun bir şekilde ilişkilendirildiğini söylüyor. TBMM'deki nihai işlemden sonra Kongre onayı için tüm ağırlığını koyacağını vurguluyor. Türkiye'nin değerli bir NATO müttefiki olduğunun, bölge barışı ve istikrarı için çok önemli rol oynadığının altını çiziyor.
Derken, Sn. Erdoğan'la uzun yıllara dayanan dostluğunu (!) hatırlatma gereği duyuyor. Bu aşamada küçük bir parantez açalım. O Biden ki... Henüz Demokratların başkan adayı iken Türkiye'deki muhalefetle işbirliği yapmaktan, Erdoğan'ın seçimler yoluyla iktidardan edilmesi için destek vermekten söz ediyordu!
Bu arada... Sn. Cumhurbaşkanımızın, Biden'la sohbetinin kamuoyuna açık bölümündeki bir cümlesi de manidardı. Mayıs 2023 seçimleriyle birlikte kendisi için 5 yıllık yeni bir dönemin başladığı belirten Erdoğan, ABD'deki seçim hazırlıklarına da değindi. Görünen o ki bu sözler Başkan'ı da bir açıklama yapmaya teşvik etmiş. Biden, yeniden başkanlığa aday olma niyetini paylaşmakla kalmamış, neredeyse seçileceğinden emin bir şekilde, gelecek 5 yılda da Erdoğan'la çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini kayda geçirme gereği duymuş.
Biden'ın, ABD ekonomisindeki toparlanmaya işaret etmesini ve karşılıklı ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmaya dönük fırsatlara değinmesini ayrıca not etmek lazım.
Ve Yunanistan... ABD'nin Türkiye sınırındaki Dedeağaç'ı askeri üs, enerji depolama ve lojistik merkezi olarak yapılandırdığı hesaba katıldığında Başkan Biden'ın, "Yunanistan'la diyaloğu canlandırmanızdan memnuniyet duyuyoruz. Ege'de tansiyonun düşürülmesi için sergilediğiniz liderliğe teşekkür ediyoruz" demesini de sürpriz görmemek gerekiyor. Unutmadan... ABD, devasa ölçekteki askeri yığınağı, Rusya'ya yönelik bölgesel güvenlik planları ile izah etmeye çalışsa da Ankara'nın ihtiyatını sürdürmesi gayet doğal.
Gelelim en baştaki detaya. Biliyorsunuz, Sn. Cumhurbaşkanımızın uluslararası ilişkilerdeki meziyetlerinden biri de "Lider Diplomasisi." Önümüzdeki dönemde bizzat Başkan Biden'ın önerisi üzerine Erdoğan'la "doğrudan iletişim kanalı" kurulacak olmasını iki liderin görüşmesindeki önemli gelişmeler arasında sayabiliriz. Biden'ın, olayların hızlı geliştiğine değinmesi, gerektiğinde anlık temas kurmanın fayda sağlayacağına ikna olması da NATO Zirvesi'nin kazanımları arasında düşünülmeli. Nitekim Erdoğan-Biden görüşmesinde dünya siyasetinin de gündeme gelmesini, "Küresel sistem çok grift. Her şeyin birdenbire değişebileceği zorlu bir düzen var" tespiti yapılmasını da bu birebir diplomasiyle ilişkilendirmek doğru olur.
Yorum Yazın