Anlaşılan o ki elimizdeki bu yeni ve son fırsatı iyi değerlendirebilir, BioNTech aşısını hızlıca ve akıllıca uygulamaya geçirebilirsek ağustos sonlarına doğru, en geç eylül ortalarında toplumsal bağışıklığa yetecek aşılama rakamlarına ulaşabileceğiz.
Bunda BioNTech aşısının gücü ve ilk doz etkinliğinin önemli bir payı var. Elimizdeki veriler BioNTech ile yürütülen aşılama kampanyalarında sadece ilk doz ile bile yüzde 80’leri geçen bir bağışıklık düzeyine ulaşılabileceğini gösteriyor. Daha da dönemlisi yine elimizdeki veriler BioNtech uygulamasında iki doz arasındaki süreyi neredeyse 8 hatta 10-12 haftaya kadar çıkarabileceğimizi düşündürüyor. Özetle aşıyı geliştiren sevgili Dr. Uğur Şahin Hoca, Dr. Özlem Türeci ve ekibi bize taahhüt ettikleri miktardaki aşıyı verebilirlerse rahatlıkla “BEKLE BİZİ SONBAHAR” diyebiliriz. Ve sonbaharı pandemiyle mücadele bakımından bir “ilkbahar gibi” de karşılayabiliriz.
OKUR SORULARI
BİRİNCİ VE İKİNCİ DOZLARI FARKLI AŞILARLA YAPTIRABİLİR MİYİM
PRENSİP olarak 1. dozda hangi aşıyı seçtiyseniz 2. dozda da o aşı ile devam ediniz. Bu hem daha güçlü bir bağışıklık kazanmanız, hem de aşıya bağlı reaksiyonlar ve olumsuz yan etkilerden daha az etkilenmeniz bakımından önemli bir ayrıntıdır. Diğer taraftan elimizdeki veriler eğer 2. dozda 1. dozdan farklı bir aşı seçilecek olursa aşıya bağlı reaksiyonların, yan etkilerinin, olumsuzlukların, rahatsız edici sonuçların daha sık ve şiddetli olabileceğini gösteriyor. Ama pek çok merkez 2 ayrı aşı ile 2 doz aşılamanın neticeleri hakkında çalışmalarını da sürdürüyor.
‘PANDEMİ BİTTİ DÜDÜĞÜ’ NE ZAMAN ÇALACAK
PANDEMİ küresel bir sorun. Bu nedenle ülkesel çözümlerin yeterli olmayacağı, olamayacağı kesin. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle de zaten aşılamanın dünya genelinde hızla yayılmasını, aşı adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Ekonomisi iyi, güçlü, sağlık organizasyonları sağlam ülkelerin çoğunda aşılama çalışmalarında muazzam noktalara ulaşıldı, ciddi başarılara imza atıldı. ABD, İngiltere, İsrail bu konuda akla ilk gelen örnek ülkeler. Bilelim ki bizim de durumumuz fena değil. Özellikle BioNTech aşısını hızlıca ve 40 milyonun üzerinde haziran ve temmuzda tek doz olarak bile uygulayabilirsek biz de sonbaharda rahat bir nefes alabiliriz. Okullarımızı gönül rahatlığıyla açar, esnaflarımızı kepenklerini açmaya davet eder, daha rahat sosyalleşebilecek fırsatlar bulabiliriz. Ama dünyada bu işin neticelenebilmesi için uzmanlar en erken tarih olarak “2022 İLKBAHARI”nı gösteriyorlar. Kısacası bizim için “2021 sonbaharı”, dünya için ise “2022 ilkbaharı” çok önemli tarihler.
BİR UYARI
INFLAMASYON BELASINA DİKKAT
KANSERDEN obeziteye, diyabetten damar sertliğine, yüksek tansiyondan Alzheimer’a kadar pek çok sağlık sorunumuz var. Ve bu sorunların neredeyse tamamı kronik iltihaplanma (inflamasyon) ile birebir bağlantılı. Zaten bu nedenle de özellikle bizim gibi “koruyucu sağlığı” ön plana alan merkezler inflamasyonla mücadaleyi çoktan 1 numaralı sağlık hedefi ilan ettiler. Eğer sağlığınızın ne durumda olduğunu merak ediyorsanız “inflamasyon belası”na paçanızı kaptırıp kaptırmadığınızı öğrenerek işe başlayın. Zerdeçalın, yeşil çayın, üzüm çekirdeğinin, zeytin yaprağının ve daha pek çok besinin iltihaplanmayı önleyecek etkilerinden istifade etmeye çalışın. Bu arada tabii ki iltihaplanmaya yol açan yiyeceklerden uzak durmayı da unutmayın.
KESİP SAKLAYIN
İLTİHAP TETİKÇİSİ BESİNLER NELER
- Beyaz ekmek
- Şeker
- Yağda kızartılmış her türlü yiyecek
- Şeker eklenmiş her türlü içecek
- Tatlılar, özellikle unlu ve yağda kızartılmış tatlılar.
- Kırmızı et, bilhassa işlenmiş olanlar (sosis, salam, sucuk)
- Margarinler
KISA BİLGİ 1
TUZA DİKKAT
ÇOK fazla tuz tüketiyoruz. Günlük tuz tüketimimiz neredeyse olması gerekenin 3-4 katı. “Türkiye’deki yüksek sodyum/tuz tüketimi” üzerine yapılan güvenli bir araştırma sodyum alımının bizde en çok “ekmekten geldiği”ni gösterdi. Bunu yemek yapılırken eklenen aşırı tuz alışkanlığı ve sonra da işlenmiş gıdalardan gelen sodyum izliyor.
KISA BİLGİ 2
DAMAKLAR MI DAMARLAR MI
ÜZÜLEREK belirtelim. “Damak çatlatan lezzet”lerin çoğu eğer “doz meselesi”ne dikkat edilmezse uzun vadede maalesef “damar çatlatan tehlikeler” haline gelebiliyor. Bu önemli gerçeği lütfen aklınızdan hiç çıkarmayın, “Bana göre de tatlısız bir hayat tatsız bir hayattır” ama konu tat olduğunda da “doz meselesi”nin mühim bir ayrıntı olduğunu unutmayalım.
KISA BİLGİ 3
DONDURMAM KAYMAK
YAZ geldi, dondurma sezonu da açıldı. Her yaz olduğu gibi bu yaz da “Dondurmam kaymak” diyeceğiz. Ama burada da “miktar” yani “doz” meselesi önemli. 2 top (100 gram) sütlü dondurma ortalama 200 kalori içeriyor. 100 gram kazandibinde ise 150 civarında kalori var. Anlaşılan o ki kazandibi eklenmiş dondurma yiyecek olanların yarım porsiyon kazandibi ve tek top dondurma ile yetinmeleri lazım.
KISA BİLGİ 4
ZERDEÇAL AMA NE KADAR
BAHARAT mucizesi zerdeçalın sağlık faydalarından yararlanmak istiyorsanız -ki mutlaka yararlanın- “makul doz” için taze zerdeçal kökünün “yarım santimlik” bir parçası bile yeterli. Bunun eşdeğeri ise “dörtte bir çay kaşığı” toz zerdeçal. Osman Hoca diyor ki: “İster tazesini, ister tozunu tüketin her ikisine de çeyrek çay kaşığı karabiberi mutlaka ekleyin!”
Şu ayrıntıları da bir kenara not edebilirsiniz: “Pişmiş zerdeçal pişmemişten, sıcak zerdeçal soğuk zerdeçaldan, kuru zerdeçal taze zerdeçaldan” daha faydalıdır. Pişmiş zerdeçalın DNA’yı koruma yani kanseri önleme, çiğ zerdeçalın ise iltihaplanmayı baskılama yani romatizmaya ve hafızaya destek olma gücü daha fazla.
Yorum Yazın