Bir rivayete göre, vaktiyle İran’da hükümdarlar öldüğü zaman, bütün şehir halkı sarayın önündeki meydanda toplanırmış. Sarayın balkonundan, adına devlet kuşu denilen bir kuş uçurulur, kimin başına konarsa, o adam ülkeye hükümdar olurmuş.
Bir rivayete göre ise eski tarihlerde bir hükümdar öldüğünde halk meydanda toplanır ve hüma kuşu da toplanan halkın üstünde uçarmış. Hüma kuşu halkın inancına göre kimin başına konarsa o kişi yeni hükümdar seçilirmiş.
Hüma kuşu aynı zamanda cennet kuşu ve devlet kuşu olarak da adlandırılmaktadır. Görünmeyecek şekilde çok yükseklerde dinlenmeksizin sürekli uçan, asla yere değmeyen -bazı kaynaklarda ayakları olmadığı da nakledilir- efsanevi kuş olarak bilinmektedir.
Hümayun kelimesini de hüma kuşundan gelme kutlu, mutlu padişahla ilgili anlamı taşımaktadır.
Başına devlet kuşu konmak tabiri günlük kullanımda, beklenmedik bir iyilik hali, iyi talih, bir makama gelme gibi anlamlar taşımaktadır.
Bir hikâye anlatılır.
Hükümdar öldüğünde yerine seçilmek üzere halk sarayın önüne toplanmış ve devlet kuşu denilen kuşu uçurmuşlar. Kuş kimsenin başına konmamış. Bu durumu çözmek için bilge insanları toplamışlar. Bilge insanlar ahalinin tamamının saray önünde toplanmadığını, eksik kişinin olabileceğini söylemişler.
Bunun üzerine dağ taş aranmış, kalabalığa bir çobanın katılmadığı tespit edilmiş. Onu da sarayın önünde toplanmaya davet etmişler.
Herkesin toplandığına kanaat getirilince devlet kuşunu uçurmuşlar. Hikâye bu ya, kuş çobanın başına konmuş ve çoban kral olmuş.
Çoban kral olduktan sonra çevresine ne kadar kötü adam varsa toplamış ve halka zulmetmeye başlamış.
Halk bu zulümden çok bizar olunca bundan kurtulmanın çarelerini aramışlar. Çobanın eskiden ağası olan kişiye giderek onun aracı olmasını istemişler.
Ağa “O benim çobanımdı ama o şimdi bir kral. Ama yinede ricanızı ileteceğim” demiş. Kralın huzuruna çıkarak, “Halk uygulamalardan hoşnutsuz, bu halka biraz daha merhametli davranamaz mısın?” demiş.
Kral müstehzi bir eda ile cevap vermiş: “Bırak ağam, kralını bile kuş beyniyle seçen halka bu yaptıklarım hafif bile kalır” demiş.
Başına devlet kuşu konması tabiri doğu kültürü içinde yer alır. Bir yerde çalışmayla kazanma arasında bir orantı yoksa hatta bazen ters orantılıysa, hak, hukuk, adalet, hakkaniyet gibi kavramlar toplumsal zihniyette yeterince yer almamışsa; orada kader, kısmet, talih, şans, devlet kuşu gibi tesadüfe dayalı kavramlar yer tutar.
Kıssadan hisse, kuş beyniyle seçilen yöneticiler hiçbir zaman topluma huzur getirmez.
Yorum Yazın