Stil danışmanı Başak Dizer Tatlıtuğ, “Yıllar önce ilk kez bir diziye stil danışmanlığı yapıp bu işin önünü açmıştık, dizideki kostümler çok konuşulmuştu. Şimdi bütün dizilerin danışmanı var” diyerek ekledi: “Yurt dışından takipçilerimiz var. Orta Doğu’da Türk tasarımcılar, markalarımız ve dizilerimiz büyük ilgi görüyor”
Kıvanç Tatlıtuğ'un stil danışmanı eşi Başak Dizer Tatlıtuğ, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Doğuma sayılı günleri kalan Tatlıtuğ, oğullarına neden Kurt Efe ismini verdiklerini de anlattı.
■ Birçok diziye stil danışmanlığı yapıyorsunuz. Yolunuz dizi sektörüyle nasıl kesişti?
Deniz Marşan yakın iş arkadaşımdı, onunla birlikte alışveriş danışmanlığı ve stil danışmanlığı üzerine bir internet sitesi kurduk. İş insanlarına, siyasetçilere ve ünlü isimlere gardırop oluşturuyorduk, giyim tarzlarını düzenliyorduk. O yıllarda Türkiye'de böyle bir hizmet yoktu, bu açıdan ilktik. Sonrasında moda üzerine program yapmak için Kerem Çatay ile görüştük. Kerem Bey de "Yeni bir diziye başlıyorum, diziye stil danışmanlığı yapın" diye teklifte bulundu bize. Açıkçası Deniz'le dizi işine girmek istemiyorduk. Ama sonra "Tamam" dedik. Ve böylece 'Aşk-ı Memnu'ya moda danışmanlığı yapmaya başladık. Dizilerde kullanılan tüm markalar orijinaldi, mücevherler gerçekti. Biz kostümler için dünyaca ünlü markalarla iş birliği yaptık. Oradaki kostümler içerik gereği abartılıydı. Bizim için büyük bir deneyim oldu. 'Aşkı Memnu'nun kostümleri de dizi kadar konuşuldu. Türkiye'de ilk defa bu dizide stil danışmanlarıyla çalışıldı. Bu da bir kulvar açtı sektöre. Şimdi her dizinin stil danışmanı var.
YERLİ MARKALARI DESTEKLİYORUZ
■ Dizilerde yerli tasarımcıların da ürünlerini kullanıyorsunuz değil mi? Elbette. 'Aşk-ı Memnu'da birçok Türk tasarımcının kıyafetlerini kullandık. Özgür Masur, Hakan Yıldırım, Elif Cığızoğlu, Zeynep Tosun gibi isimlerin de bu dizide koleksiyonları yer aldı. 'Aşk-ı Memnu' sonrası da çok izlenen dizilere danışmanlık hizmeti verdik. 2013'te Deniz ile showroom kurduk. Şimdi hem stil danışmanlığı yapıyoruz hem de tasarımcılarla, markalarla moda editorlerini ve stylistleri bir araya getiriyoruz. Yurt dışından da takipçilerimiz var, Orta Doğu'da Türk tasarımcılar, markalarımız ve dizilerimiz büyük ilgi görüyor.
■ Hamilelik sürecinde yeni bir marka kurdunuz. Biraz bundan bahseder misiniz?
Yaptığımız işin uzantısı diyebiliriz. 2007'de kişi ile buluşup yaptığımız alışveriş danışmanlığını şimdi dijital ortamda devam ettiriyoruz. Alışverişin yepyeni bir hali diyebiliriz. Sitemiz de sadece lokal yani yerli markalardan oluşuyor. Bu açıdan giyimde yerli üreticiye destek de veriyoruz. Kullanıcılar sitemize girip detaylı bir stil testi dolduruyorlar. Bu testte kullanıcılarımızın tarzını, bütçesini ve bedenini öğreniyoruz. Sonrasında stilistlerimiz tamamen kişiye özel bir kombin hazırlıyorlar. Kullanıcılarımız kutudan çıkan ürünleri evlerinin rahatlığında deneyerek satın alıp almayacağına karar veriyor. Yeni bir deneyime açık olan herkese, her tarza ve bütçeye hitap etmeye çalışıyoruz. Stil danışmanlığı hizmetini daha fazla kişiye ve beden tipine sunabilmek adına da sürekli çalışıyoruz. Aslında bu uygulamanın en büyük avantajı, tüketiciye evinde deneme rahatlığı sağlıyor, çok vakti olmayanlara alışverişten zaman kazandırıyor.
■ Uygulamanız yerli ve milli diye nitelendirdiğimiz markalarımıza da destek veriyor...
Evet, kutularımızda sadece lokal markalar yer alıyor. Ülkemizdeki yeteneğe hayranız, bu süreçte öyle markalarla tanıştık ki... Gerçekten harika işler yapan yerel markalarımız var. Ayrıca hızlı tüketim trendinin arttığı bugünlerde moda severlere farklı opsiyonlar sunmak, global markalar ile rekabet etmek durumunda kalan ve zorlanan lokal markaları desteklemek istedik. Sahip olduğumuz bu ağla, inandığımız markaları tanıtmak ve potansiyel kullanıcılarıyla tanıştırmaktan gurur duyuyoruz.
HAYATIMDA HEP PLANLAYARAK ADIM ATTIM
■ Tasarımcılığa nasıl başladınız?
Küçüklükten beri resme yeteneğim var. Marmara bölgesinde resim yarışmalarında derecelerim oldu. Aileden gelen bir yetenek bu. Annem resim öğretmeni, dedem de ressam. Fakat daha sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni kazandım ve son sınıfta daha fazla bastıramadığım güzel sanatlara ve resme ilgim ile moda tasarımcısı olmayı hedefledim. Bunun için Marmara Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü hocalarından dersler aldım. İtalyanca öğrenmek istedim, İtalyan Kültür'ü bitirdim.
Üniversiteden mezun olunca önce Floransa'ya, sonra moda tasarım eğitimi için Londra Central St. Martins'e gittim. Londra'da kaldım. Bu işin tam eğitimini aldıktan sonra Türkiye'ye döndüm ve hemen işe başladım. Çok tanınmış bir markada üç buçuk yıl çalıştım. Sonra da tasarımcı olarak başka firmalarda koleksiyonlar hazırladım. Hayatımda, özellikle kariyer konusunda hep planlayarak adım attım. Belirlediğim hedef doğrultusunda çok çalıştım. Yani hayatta hiçbir şey tesadüfen olmuyor, benim fikrim böyle.
HAMİLELİĞİM ÇOK RAHAT GEÇTİ
■ Doğuma ne kadar kaldı?
Son haftalar. Çok heyecanlıyız tabii ki. Hamileliğimi çok rahat geçirdim. Pandemiden dolayı biraz daha dikkat ettim, izole oldum fakat yine de Türkiye içinde seyahat de edebildik. Çalışma hayatım rahat ve kendi işim olduğu için hamilelik süresinde işlerimi de rahatlıkla devam ettirdim.
■ Oğlunuza neden Kurt Efe ismini koyma kararı aldınız?
Biz 'Kurt Seyit ve Şura' dizisi sırasında ilişkiye başladık Kıvanç'la. Dizideki karakter ismi de hoşuma gidiyordu. Telefonumda Kıvanç, 'Kurt' diye kayıtlıydı. Dizideki lakabını biz de oğlumuza lakap olarak koymak istedik, bizim için anısı var. Yanına da Efe'yi koyduk. Kurt bana maskülen ve güçlü bir isim geliyor. Kurt tarihimiz açısından da bir sembol. Birçok Türk destanında da kurt ismi kavimlerin yol göstericisi olarak geçiyor. Hayvanların arketiplerini de araştırdım. Kurt; öğretici, yol gösterici, takımla hareket eden, tek eşli, aile kuran ve onu koruyan güçlü karakteri temsil ediyor.
Yorum Yazın