İstanbul 'da araba kullanmak bir dert olmanın ötesinde, kimseler kusura bakmasın, büyük bir israf! Ben, İstanbul'un en ucunda Karadeniz kıyısı Sarıyer'de oturuyorum ve Fatih Fındıkzade'de Yenilmez Sanat Merkezi Türk Temaşa Atölyesi'ne toplu taşım vasıtalarıyla gidip dönüyorum.
İşin israf kısmı bir yana, şehri paylaştığım paydaşlarımla iç içe olmanın inanılmaz faydalarını, hayatımın hemen hemen her safhasında, bizzat yaşamaktayım.
Dün sabah kalkınca, bir baktım ki, sosyal medya karışmış!
Dün, bir günlük gazetenin ödül töreninde, TRT'de oynayan Teşkilat isimli dizinin bir oyuncusu, birilerini fena halde kızdırmış!
Özellikle de muhafazakar camia küplere binmiş, bu oyuncu kardeşimiz bir aktöre nazire yapmış, bizim muhafazakar mahalle de "Sen nasıl bu nazireyi yaparsın'' deyip, söz konusu diziye protesto başlatmış!Maksat, o nazire yapan oyuncu diziden çıkarılsın, yerine nazireye muhatap olan kişini gelsin...
Kabak, yine oyuncunun başına patlıyor, sizin anlayacağınız!
Evden çıktım minibüse bindim, minibüsten indim Hacıosman' dan metroya bindim, Vezneciler durağında inene kadar, bu bizim muhafazakar mahallenin baş tacı ettiği kişiyi düşündüm durdum!
Yukarı vurdum, aşağı vurdum, sordum soruşturdum, tekrar sordum, tekrar tekrar sordum soruşturdum, hatta Dijital Çağ'ın bilgesi(!) Google'a sordum, ancak magazinden başka bir şey bulamadım!
Çıkan magazin haberleri de bizim muhafazakar mahallenin kolay kolay içine sindireceği cinsten değil!
Peki, ne yapmış bu nazireye muhatap olan kişi, en son bir film festivalinde ödül verdiği sanatçıya laf aramızda benim de pek anlam veremediğim birtakım hareketler yapmış, bu seferde ilerici (!) solcu mahalle küplere binmiş!
Eeee, bir taraf tu kaka diyorsa, diğer taraf baş tacı yapmalı değil mi?
Neye yanıyorum biliyor musunuz?
Mesela, TRT tarihinin en yüksek reytingini almış Kınalı Kuzular isimli dizinin, TRT tarafından devamına izin verilmediğinde, bu bizim muhafazakar mahalle ne yapmış dedim kendi kendime de ne yazık ki, bir tek mesaj bile bulamadım konuyla ilgili...!
Dahasını demeyeyim...
Vezneciler durağında indim, yeryüzüne çıktım, karşımda Direklerarası tabelaları...
"Direklerarası Kebap" tan tutun da "Direklerarası Night Club" bile var!
Gözlerim bir tane de olsa, Direklerarası Tiyatro ya da Direklerarası Sinema aradı...
Oysa, dediğim mekan, ülkemizin ilk üniversitesi İstanbul Üniversitesi'ne sınır...!
Ve Direklerarası için, '' Yerli tiyatro topluluklarının ortaya çıktığı 1880'li yıllarda Direklerarası'ndaki büyük kahvehanelerde orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatları icra edilirken, basit de olsa birçok tiyatro yine burada sahnelerini halka açmaya başlamıştır. Türk tiyatro tarihinde önemli yerleri olan Temâşâhâne-i Osmânî, Osmanlı Dram Kumpanyası, Hayalhâne-i Osmânî, Eğlence-i Osmânî adlı topluluklar ve Küçük İsmâil, Hamdi Efendi, Kel Hasan, Şevki Efendi, Abdi Efendi, Peruz Hanım gibi ilk tiyatro oyuncuları Direklerarası'nın meşhur ettiği başlıca isimlerdir.'' diyor, İslam Ansiklopedisi!
Bugün özellikle de kültürden, sanattan, sanatçılardan şikayet eden İslamcı, Milliyetçi, Muhafazakar olan bizim mahalle!
Bunca zamandır neredeydiniz?
Bakın, ''Hadi oradan artis'' diyenlerinizi duyar gibiyim!
Bakın, bu sefer kızarım!
Yorum Yazın