Deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerinin sonuna gelinirken sıra depremzedelerin geçici olarak barınmalarının sağlanması ve daha da önemlisi kalıcı konutların yapımına geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kalıcı konutların 1 yıl içinde tamamlanacağı sözünü verdi. 30 bin konut için mart ayında çalışmaların başlayacağını açıkladı. Bunun üzerine gözler Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a çevrildi. Murat Kurum, Gaziantep’teki çalışmaları koordine ediyor ama bir ayağı bölgede. Geçici yerleşim yerlerini ve kalıcı konutları planlıyor.
Bakan Kurum, “Vatandaşımızın bir saat, bir dakika bile daha az mağduriyeti olabilmesi amacıyla çalışmalarımızı yürüteceğiz. Kalıcı konutlar için zemin etüt çalışmalarına başladık. Kalıcı konutların yapımına 10 ilde eşzamanlı olarak başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar söyleyip de yapmadığımız bir iş olmadı. Aynı motivasyonla çalışacağız ve inşallah vatandaşımızı mahcup etmeyeceğiz” diye konuştu.
YENİ YERLEŞİM ALANLARI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’la bölgedeki durumu ve kalıcı konutları konuştuk.
- Kalıcı konutlar yeni yerlere mi, yıkılan yerlere mi yapılacak?
MURAT KURUM: Yeni yerleşim alanlarını çalışıyoruz. Bölgeyi inceledim. İki gün önce Hatay’ı tamamladık, Maraş’ı tamamladık. Diğer yerleri de çalışıyoruz. Belediyelerimizin, milletvekillerimizin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin de fikirlerini alıyoruz. Teknik olarak en doğru yere, en doğru zemine, yerleşim yerinin fay hattına olan mesafesine bakmak suretiyle bu tespitleri yapıyoruz. Ardından zemin etütleri yapılacak. Onların bir kısmı da başlatıldı. En doğru yeri ve zemini bulmak ve şehrin büyüme öngörüsünü de gözetmek suretiyle proje çalışmaları başlatıldı.
EŞZAMANLI OLARAK BAŞLAYACAĞIZ
Mart ayı itibarıyla 30 bin konutun inşa sürecini başlatacağız. Bu arada hasar tespiti biten yerlerden de ağır hasarlı, yıkılmış, acil yıkılacak yapılar varsa bunlar yıkılacak, enkazı temizlenecek ve önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu inşa sürecini eşzamanlı olarak tüm il ve ilçelerimizde, köylerimizde başlatmış olacağız. Daha önce Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de nasıl aksiyon aldıysak burada da devletimizin tüm imkânlarıyla hızlı bir inşa sürecini yürüteceğiz. Vatandaşımızın bir saat, bir dakika bile daha az mağduriyeti olabilmesi amacıyla çalışmalarımızı yürüteceğiz.
TOKİ ELİYLE BAŞARMIŞ BİR ÜLKEYİZ
Tabii 20 yılda baktığınızda, biz Türkiye olarak 3 milyon 3 bin konutun dönüşümünü sağlamış ve TOKİ eliyle 1 milyon 180 bin konutun depreme dayanıklı ve sosyal donatılarıyla birlikte inşasını gerçekleştirmiş bir ülkeyiz. Söz verdiğimiz konutları zamanında vatandaşlarımıza teslim ettik. Aynı motivasyonla çalışacağız ve inşallah vatandaşımızı mahcup etmeyeceğiz. Kalıcı konutlar için zemin etüt çalışmalarına başladık. Kalıcı konutların yapımına 10 ilde eşzamanlı olarak başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar söyleyip de yapmadığımız bir iş olmadı. Aynı motivasyonla çalışacağız.
CUMHURİYET TARİHİNİN KONUT SEFERBERLİĞİ
Bu iradeyi Sayın Cumhurbaşkanımız ortaya koydu. Bu çalışmalarla 24 milyon insanımızın can ve mal güvenliğini teminat altına aldık. Tabii bunun dışında özel sektörümüzün ürettiği 100 binlerce konutun etkin yapı denetimini sağlayarak binalarımızı depreme güvenli hale getirmek için var gücümüzle çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. İnşallah TOKİ eliyle, altyapılarını İller Bankası Genel Müdürlüğümüz eliyle, Cumhuriyet tarihimizin en büyük afet konutu yapım seferberliğini başlatıp bir yıl içerisinde vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.
TOKİ KONUTLARI YIKILMADI
Yani yıkılan yerlere baktığımızda, TOKİ bloklarının hepsi ayakta. Hiçbir TOKİ bloku yıkılmadı. Yeni konutlarımızı da iki büyük deprem geçiren ve buna rağmen ayakta duran TOKİ konutlarında yaşayan milyonlarca insana güven veren anlayışla yaparak sürecimizi yürüteceğiz. Doğru zemin ve doğru teknikle güvenli, sağlıklı konutlar inşa edeceğiz. Evlerine yerleşene kadar vatandaşımızın mağduriyetini gidereceğiz. Eşya taşıma, kira yardımına kadar maddi ve manevi olarak vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız. Şunu da ekleyeyim; bu süreçte çimento, demir, seramik gibi malzemelerle de ilgili sektörlerle konuşarak bağlantıları yapıyoruz.
ŞEHİRLERİN DOKUSU KORUNACAK MI?
- HATAY, Maraş, Adıyaman başta olmak üzere şehir merkezlerinde yıkılan binalar çok fazla. Konutları yaparken o şehirlerin dokusu korunacak mı?
MURAT KURUM: Şehirlerin ihtiyaçlarını gözeterek bu çalışmaları yürüteceğiz. Ama sağlam olmayan zemine yakın yerlere de konut yapmayacağız, yaptırmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın “1 yıl içerisinde bitireceğiz” sözü, milletimize yapılmış bir taahüttür. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
YIKIM NEDEN BU KADAR BÜYÜK?
- SİZİN tespitlerinize göre bu kadar büyük bir yıkım neden oldu?
MURAT KURUM: Bölgede yoğun bir fay hattı var. Bazı alanlarda fay hattına yakın zemindeki sıvılaşmaya uygun olarak mühendislik hizmeti alınmamış olması. Yine bu noktada imalat ve işçilik hataları sebebiyle böyle bir durumla karşı karşıyayız.
HASAR TESPİTİNDE SON DURUM
- Depremden hasar görmüş, yıkılmış binalarla ilgili tespitleriniz ne düzeyde?
MURAT KURUM: Hasar tespit sürecini 7 bin 100 personelle yoğun bir şekilde yürütüyoruz. İller bazında, yıkılmış binalarda, ağır hasarlı binaların tespitinde önemli yol kat ettik. İlk 10 günde 387 bin 346 binada 1 milyon 856 bin 864 bağımsız birim inceledik, acil yıkılması gereken 50 bin 576 binada 224 bin 923 bağımsız birim var. 99 bin 300 binada 640 bin 131 bağımsız birim az hasarlı; 180 bin 355 binada 762 bin 627 bağımsız birim hasarsız.
YIKILANLARIN BÜYÜK KISMI 99 DEPREMİ ÖNCESİNDEN
- BİR not da benden. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada yıkılan binaların yüzde 98’inin 1999 yılından önce inşa edilen binalar olduğu bilgisini verdi. Yıkılan binaların yaklaşık yüzde 98.5’inin, 1999 Marmara depremi öncesi yapıldığı ve yapı denetim hizmeti almadan inşa edildiği tespit edildi. Adıyaman Merkez’de yıkılan 1075 binanın yüzde 97.4’ünün, Hatay Antakya’da yıkılan 538 binanın yüzde 97.9’unun, Gaziantep’te Nurdağı’nda yıkılan 1497 binanın yüzde 98.6’sının; yine 1999 Marmara depremi öncesi inşa edilmiş ve yapı denetimi hizmeti almamış olduğu belirlendi. Ayrıca orta hasar veya daha yıkıcı etkiye maruz kalan binalar üzerinde yapılan incelemelerde; bu binaların yüzde 95’inin, yine diğerleri gibi, 99 Marmara depreminden önce yapılan eski yapılardan oluştuğu tespit edildi.
Yorum Yazın