Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Babam çok değişmedi

Okurlarımızın muhteşem dizi analizlerini gördükçe nasıl mutlu oluyorum anlatamam. Görünen o ki, hemen her evde bana nal toplatacak eleştirmenler mevcut. Tabii bunda Yakından Kumanda'nın yıllardır sürdürdüğü 'bilinçli izleyici oluşturma' gayretlerini de yabana atmamak lazım.
İşte yeni bir örnek: Okurumuz Samet Arifoğlu, Babam Çok Değişti dizisini bir cerrah titizliğinde masaya yatırmış. "Merhabalar tekrardan Yüksel Bey, köşenizi ilgiyle -her gün- takip eden bir okuyucunuzum. Geçenlerde 'Gaf Kürsüsü' köşenize katkı için yazmıştım. Bugün de bir Kanal D dizisi 'Babam Çok Değişti' hakkında düşüncelerimi ve izlenimlerimi yazmak istedim.
Kanal D'nin reytinglerinde başarı gösteremeyen, bu yüzden de senaryo ve isim değişikliğine giden komedi dizisi 'Babam Çok Değişti' yeni haliyle de reytinglerini başarılı bir seviyeye yükseltemedi. Nedeni çok basit. Bu kadar usta oyuncuya oynamaları için adam akıllı bir metin verilememesi. Hayır, 'İyi Aile Babası'nın senaryosu, reyting yükselsin diye değiştirdikleri senaryodan bile daha güzeldi. İlk bölümün senaryodaki konu saçmalığına hiç girmeden sizin gaf köşelerinizi süsleyecek hatalara değinmek istiyorum. İlki, mafya üyeleri ile hırsız Hulusi (Ayhan Taş) karakterinin arasında geçen konuşma:
Mafya Minik: Şeyhmus ağabey, sana son bir şans veriyor. Bu akşam 21.00'e kadar ya anahtarı getirip onu mutlu edermişsiniz ya da o ikinizi çok üzermiş.
Hulusi: Niye 21.00'e kadar Minik'ciğim? Bari gece yarısına kadar olsaydı. Biraz vakit ver bana!
Mafya Minik: Sokağa çıkma yasağı var Hulusi. Ceza mı yiyelim?
İkincisi, evin amcası Rıfkı (Timur Acar) ve çocukların rehberlik öğretmeni Ayfer (Bahar Süer) arasında geçen konuşma:
Rıfkı: Hocam istiyorsanız bu kahkaha şölenine bir yerde kahve içerek devam edebiliriz.
Ayfer: Olur mu canım öyle şey? Pandemi, her yer kapalı. Nerede içeceğiz kahvemizi?
Bu iki örnekteki konuşmalar Covid-19 salgını sebebine dikkat çekmek için yapılıyor olabilir. Lakin bunların yanında dizide salgın belirtisi yok. Okullar açık, kimse maske takmıyor (poliklinikte bile), mesafeye uymuyor. Bu absürt çelişki neden? İroni yapılıyor diyeceğim. Bize kahırlar çektiren Covid-19 hakkında da ironi yapılmasın lütfen.
Velhasıl kelam, olmuyorsa zorlamaya gerek yok."

Neyse ki okur anlamış

Bu hafta yine Hıncal ağabey ile geleneksel atışmalarımızdan birini yaptık. O benim belgeselde çift cinsiyetli hayvanların çocukları eşcinselliğe yönlendirdiğini yazdığımı sanmış. Ben ise belgesele değil, anlatıcının bir cümlesine dikkat çekmek istemiştim. Hıncal ağabey, ona takılmak için yazdığım cevaba ise çok alındı. İncittiysem, huzurlarınızda kendisinden özür dilerim. Aşağıda ise okurumuz Ramazan Budaklar'ın konuyla ilgili değerlendirmesi yer alıyor. Umarım ona da kızmaz.
"Hıncal Uluç'a yazdım. Umarım kızmaz :) 'Hıncal abi iyice yaşlandın artık galiba :) Yüksel Aytuğ, BBC belgeselinin değil belgeselin sonunda anlatıcının şoke eden 'Partner bulmak zor olduğunda bazen cinsiyete önem vermemek işe yarayabilir' sözlerinin çocukların kafasını karıştıracağını, eşcinselliğe teşvik edeceğini yazıyor!
Siz n'apıyorsunuz, kadın partner bulamadığınızda fark etmez erkek de olur mu diyorsunuz? Yapmayın! Bu sözlerin belgesel bir yanı olmadığını görebilirsiniz umarım. Yüksel'e çuvaldızı batırmadan önce iğneyi kendine, gözlüğü gözüne!.."

Gaf kürsüsü

Meslektaşım Ali Ay'ın tespiti: TRT'deki Stadyum programında yorumcu Ali Gültiken, Beşiktaş- Galatasaray maçındaki pozisyon için "Burada top Larin'in 'arka ayağına' çarpıyor" dedi. İnsanlar iki ayaklıdır ve arka ayağı yoktur.

Zap'tiye

Pandemi kısıtlamaları yüzünden hepimiz Kırmızı Oda'daki Boncuk'a benzedik. Yakında ak sakallı hayali dedelerle konuşmaya başlamazsak iyidir!

Ne demiş?

Survivor'daki Anlat Bakalım'dan bir diyalog: Hayrettin: "Her ay eve gelir. Deriz ki, bu ay da amma çok geldi" Barış &Özbek: "Tüpçü?"

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar