Hasan Basri Yalçın

Hasan Basri Yalçın

Mail: ljlsfjsdl@hotmail.com

Avrupa’nın hali ve seçeneksizliği

Rusya'nın diplomatik üslubu kendine has özellikler barındırır. Bunların başında da sertliğin dozajını abartmaları gelir. Bazen Rusların testi kırılmadan karşı tarafa vurduğu sonra da "aman testi kırılmasın" dediği söylenir. Batılı gözlemciler tarafından genelde fazla sert bulunur ve hatta kaba olarak tarif edilir.
Gerçi bu tarif biraz Batılının üstten bakışını da yansıtır ama "doğruluk payı yoktur" diyemem. Rusya çoğu zaman Batı dünyasının içinde kendini yalnız hisseden bir büyük güç olmuştur ve dolayısıyla da davranışlarında duygusal bir tepkisellik ve aşırı tedirginlik vardır.
Hatta bazen sembolizmin kantarını kaçırdıkları da oluyor. Macron'un son Moskova ziyarete buna bir örnektir. Ruslar "eğer anlamayan kaldıysa meramımızı daha iyi anlayın" diye Kazakistan devlet başkanı Tokayev'in ziyaretinde bunun bir kez daha altını çizdiler. Putin'le Tokayev, Macron ziyaretine nazire yaparcasına dipdibe görüntü verdi. Ve böylece Rusya'nın Avrupa'ya dair hoyrat tavrı çok daha net bir biçimde görüldü.
Putin Avrupa'nın zayıflığını hem görüyor hem de test ediyor. Bence Ukrayna krizi bu haliyle bir araç haline geldi. Putin bastırmaya devam ediyor. ABD ise felaket tellallığı yaparak işgal "ha bugün ha yarın başkayacak" diye ortalığı velveleye veriyor.
Belki de ABD Avrupa'yı kendine daha da mecbur hale getirmek istiyor. Rusya gerçekten bir işgale başlarsa Avrupa'nın Rusya ile ipleri tamamen koparacağını veya koparmak zorunda kalacağını ve böylece Amerikan taleplerini Avrupa'nın daha uysallıkla kabul edeceğini düşünüyor olabilir.
Bu bir liderlik rolü değil. Aksine Avrupa'nın başına iş açarak, onu meşgul ederek kontrol etme çabası.
"Tutar mı" diye sorarsanız bence tutmaz.
Aksine Rusya Ukrayna'yı işgal eder ve ABD bu işi Avrupa'nın üzerine yıkmaya kalkarsa Avrupa bırakın Amerika'ya daha da sokulmayı Rusya'yı yatıştırma siyasetini tercih edebilir.
Bu tür durumlarda dış politika davranışı belirleyen tehdidin kimden geldiği olmuyor.
Tehdit Rusya'dan geliyor olabilir. Ama Avrupa'nın Rusya'ya karşı yapabileceği çok fazla şey olmadığın Avrupa'nın Rusya'yı dengelemesini beklemek abesle iştigal olur.
Teker teker gözden geçirelim. Avrupa'nın Rusya'yı Ukrayna'da askeri olarak dengeleme şansı var mı? Yok. Siyasi ikna kapasitesi var mı? O da yok. Ekonomik baskıyla ikna edebilir mi? Enerji bakımından bu kadar bağımlıyken o da yok. Dolayısıyla Avrupa Rusya'nın karşısına dikilmez. Büyük ihtimalle yol verecek yeni krizler doğmasın diye dua edecek. Ama o krizler hep doğacak.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar