Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Atv Haber'den 'fikri takip' dersi!

Geçenlerde bu sütunlarda atv Haber'in genç ve yetenekli muhabiri Altay Altuğ'dan övgüyle söz etmiştim. Ne mutlu bana ki, yaptığı haberlerle her gün üstüne biraz daha koyup, beni mahcup etmiyor.
Altay bir buçuk ay önce evsizlere düzenli yardım götüren Deliler ve Veliler Derneği Başkanı ile birlikte bir gece boyunca sokakta yaşayanları ziyaret etmişti. O sırada 20 yıldır bir parkın köşesinde naylon brandaların altında yaşamını sürdürmeye çalışan felçli Abdullah'ı da tanımıştık. Altay, "Neden bu hale düştün?" diye sormuştu. Abdullah, dalıp giden gözleriyle çileli bir ömrü, üç kelimeye sığdırmıştı: "Orasını hiç sorma..."
Güzel haber, yine Atv'nin Kahvaltı Haberleri'nden geldi. Altay, pek çok meslektaşımızın unuttuğu ya da önemsemediği 'fikri takip' yapmış, Abdullah'ın halini merak etmişti. Meğer dernek onu sokaktan almış, yıkayıp paklamış, yeni giysiler vermiş ve bir başka evsizle birlikte sıcacık bir eve yerleştirmiş.
Bu kez uzağa dalıp giden acılı gözleri yoktu Abdullah'ın. İki gözüyle mutluluğun resmini çiziyordu adeta. Altay evden gitmeye hazırlanırken, Abdullah "Bir çayımı içmeden göndermem" dedi. Altay, çayını yudumlarken noktayı koydu: "Bu, hayatımda içtiğim en lezzetli ve anlamlı çay..." Stüdyoya dönüşte İbrahim Sadri pastanın üzerine çileği kondurdu: "Cennet ucuz değil, cehennem lüzumsuz değil derler... Cennete ulaşmak için çaba gerek. Tıpkı bu hayırsever insanların yaptığı gibi..."
Bir kez daha gördük ki, haber sadece haberden ibaret değildir. Bazen rastgele uzatılan bir mikrofon koca bir hayatı kurtarır. Atv Haber'ciler o gece başlarını yastığa ne kadar mutlu ve huzurlu koymuşlardır kim bilir...

İşte hoca farkı
Galatasaray, Fenerbahçe'yi evinde bir kez daha yendi. Öyleyse spor yazarı şapkamı takıp, inceden bir analize girişme vaktidir.
Maçı takımlardan ziyade Fatih Terim kazandı, Erol Bulut kaybetti. Çünkü Terim çoğunlukla yaptığı gibi günler öncesinden karşılaşmayı kafasında oynamış. Hatta bununla da yetinmemiş. Maç sabahı takımını sahaya çıkarıp, kafasındaki senaryonun tatbikatını yaptırmış. Galatasaraylı futbolcular maçtan sonra dediler ki, "Hocamızın bize sunduğu senaryo, maçta aynen karşımıza çıkınca işimiz kolay oldu."
Peki Erol Bulut ne yaptı? Alternatifsiz, sadece defansın arkasına atılacak uzun toplara dayalı kısır ve yaratıcılıktan uzak futbolu oynatmakta ısrar etti. İkinci bölgede hata yapıp top kaptırmaya meyilli 'saatsiz bomba' Belhanda'nın üzerine baskı yaptırmadı. Girdikten sonra maçın seyrini değiştiren Mesut Özil'in neden ilk 11'de olmadığını ise hiç anlamadım. Maç eksiği yüzünden eğer 45 dakikalık nefesi varsa, onu ilk yarıda kullanırım. Galatasaray'ı Mesut'la dağıttıktan sonra gerekirse ikinci yarıda yerine defans yönü güçlü bir orta saha alırım.
Dedim ya, askerlerin değil, komutanların savaşıydı. Fatih Terim maçı günler öncesinden okurken, Erol Bulut ise 70'inci dakikada kulübede hâlâ mektup okuyordu...
Bir Fenerbahçeli olarak söylemek zorundayım: Böyle bir teknik direktör 100 yılda bir gelirdi, o da ne yazık ki Galatasaray'a nasip oldu. Bu arada işler azıcık kötü gittiğinde Fatih Terim'i her gün köşelerinde istifaya davet eden 'spor yazarlarına' da selam olsun.

Gaf kürsüsü
Milyoner'de hanım yarışmacı "Hangisi beynin bir bölümüdür?" sorusunda telefon jokeri aile hekimi Dr. Ali Çiçek'e bağlandı. Ama doktor bey doğru yanıt 'omurilik soğanı' yerine 'omurilik sarımsağı' şıkkını önerince arkadaşının elenmesine yol açtı.

Zap'tiye
Üstat Vedat Milor bu tartışmayı kaçırmamalı: Omurilik soğanlı mı olur, sarımsaklı mı?..

Ne demiş?
Melek Baykal, "Saçının röflesi olayım" diye mesaj atan hayranını taciz suçlamasıyla savcılığa şikayet etti.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar