Şu son günlerde yaşadıklarımıza bakıyorum da aklıma merhum Cem Karaca'nın bir şarkısı geliyor "Bindik bir alamete, gidiyoz kıyamete, Amaneyyy!"! Merhum Cem Karaca yaşasaydı, bugün olup bitenleri, yaşananları bizzat yaşasaydı, acaba nasıl bir şarkı bestelerdi? HaFrı sayılır bir ömür yaşadım sayılır ve ben yarım asrı geçmiş ömrümde, değerlerin hükmünü, bugünkü kadar kaybeKğine şahit değilim! 1980 öncesi anarşiden şikayet edip, "Hiç olmazsa kan durdu" diyerek darbeye razı olmuş bir millet olarak bugün, değerleri uğruna kanını feda edecek insan bulamama tehlikesiyle karşı karşıya mı kaldık ne? Bütün hesaplar ekonomik veriler üzerine yapıla yapıla, sadece ağzı ile ifrazat noktasında yaşamaya mahkum edilmiş yaraFlmışların en şereflisi insan, şimdi şerefi, değerleri uğruna hesap yapmayı mı unuTu ne? Sorarım size, yeni çağın eşiğinde yeni çağın enstrümanlarının hiç birisinde olmayan biz, neyin, hangi değerlerin üzerine hesap yapacağız da kendimizi güvende hissedip, gelecek planlaması yapacağız? Bu ülkede dün gece uykuya yatan kahir ekseriyet, cep telefonlarının alarmlarını kurup yaVlar! Bu yaşananların içerisinden nasıl çıkacağız? Biz, her gece yatarken cep telefonlarımızın alarmını saat 7.30'a mı kuracağız? Düzeneği başkaları tara[ndan kurulmuş bir döngü içersinde, vicdan terazisi kurulabilir mi? Diyelim kuruldu, ayar tuTurulabilecek mi? Herkesin ağzında sakız edilmiş adalet, sağlanabilecek mi? "Hak" halkası etra[nda saf tutmadan verilen bir mücadele, sadece gücün ya da hilenin ne\cesine rıza göstermek\r! Korkarım, bizi bekleyen akibet de bu...! Hak, değerler yolunun sonunda varılıp, uğrunda feda olunacak bir şeydir! Ahlak, devlet, millet, liyakat, ehliyet, bayrak... gibi! Fazla ileriye geriye, sağa sola bakmaya gerek yok, kendi ailemize çevremize bakalım yeter! Kendi ailemizde, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza bakalım yeter! Kahir ekseriye\n kelime hazinesinde, bizim değerler dediğimiz kelimeler acaba ne kadar var? Neslimizin, "Vatan, devlet, bayrak" gibi değerlerimizi telafuz etmemesi bir tarafa, telaffuz edenlerin yanında bir saniye bile duramamaları da cabası! "Vatan gidince devlet gider" dediğinizde, anlamsız bakışlarla, yüzünüze bir an bakıp gidiyorlar! Bakınız, bundan 47 yıl önce (5 Haziran 1974) vefat eden Hilmi Ziya Ülken ne demiş, "Hakiki insan, parlak kıyafetlerden, yapma tavırlardan, mağrur ve alaycı ilimden nur almaya muhtaç olamayacak kadar sade ve kudretli olandır"! Yine merhum Ülken Hoca, "Aşk ruha teslim olmakFr. Zira o dış gözünün kör olması, iç gözünün bütün varlığa açılmasıdır" der! Merhum Hilmi Ziya Ülken Hoca bu sözleri, "Aşk Ahlakı" isimli kitabında diyor. Kısacası, bizler cep telefonumuzun alarmını dış gözümüzü açma yerine, biraz da iç gözümüzü açmak için mi kursak...?
Yorum Yazın