Hızlı tedbir alınmadığı takdirde İstanbul depreminin Cumhuriyet'in sonu olacağını kavramak...
Böyle dediler.
Asıl korkuları binlerce kişinin ölmesi değil, "rejimin" değişmesi.
Peki yerine ne gelecek?
Dikta dersen, onu 1971'de de yaşadık, 1980'de de. O zamanlar sevmişlerdi!...
Korktukları Kemalist dikta değil, ona pek ses etmezler.
Korktukları, Tayyip Erdoğan'ın iktidara yerleşmesi.
Açıkça da söyleyemiyorlar.
"Eli kulağında olan" İstanbul depremine "hızlı tedbir" alınmalıymış.
Peki kim alacak bu tedbiri?
Cumhuriyet'i savunanlar herhalde.
1922 yılında Ege bölgesi yanmış yıkılmıştı, arkadan cumhuriyet gelmişti, şimdi ne yıkılacak da arkadan "başka bir şey" gelecek?
Ordu yönetimi mi?
Onu severler.
Cumhuriyet niçin Adana-Hatay- Kahramanmaraş-Adıyaman yıkılınca yıkılmıyor da İstanbul yıkılırsa elden gidiyor?
Ankara yıkılmazsa sorun yok yani...
İzmir yanmıştı ama sorun olmamıştı!...
Dertleri ölüler, yaralılar falan değildir.
***
DÖNDÜK DOLAŞTIK GELDİK SEÇİM MESELESİNE
Deprem pek umurlarında değil, asıl dertleri, seçim ertelenir mi?
Oradan vurmaya çalışıyorlar.
Ancak TBMM kararıyla ve ancak "savaş" durumunda bir yıl ertelenebilirmiş...
Yani hem TBMM, hem YSK hem de AYM ortak karar alsalar da seçimi erteleseler kabul etmeyecekler.
Yapana müebbet hapis cezası varmış, onu da özellikle belirtiyorlar.
Eğer seçim ertelenir de kazanırlarsa hiç ağızlarını açmayacaklar.
Uyuzluk ancak Tayyip Erdoğan'ın kazanacağı bir seçimde geçerli!...
Ne cumhurbaşkanı, ne hükümet, ne Meclis ne parti bu konuda ağzını açıp da hiçbir şey söylemedi. Bunlar kendi kendilerine üfürüyorlar.
Bir tek Bülent Arınç "ertelenmeli" dedi.
Hem de "ivedilikle" dedi.
Ama o da sorumluluk mevkiinde değil.
Bir çözüm, 2024 yılına bırakılması ve belediye seçimleriyle birleştirilmesi...
İkinci çözüm, mayıs ya da hazirandan kasıma "ötelenmesi"...
Üçüncü bir çözüm de, bütün siyasi partilerin ortak bir tarih saptamaları.
Hepsine itiraz edecekler.
Yorum Yazın