Şebnem Bursalı

Şebnem Bursalı

Mail: hfhddj@hotmail.com

Aşı olmak ya da olmamak!

Ülkemin dört bir yanında vatan hainleri tarafından birbiri ardına çıkartılan yangınlar hepimizi kahrediyor ama devlet olarak millet olarak sivil toplum örgütleri de var gücüyle elele vererek Allah'ın da izniyle bu kötü günleri de aşacağız hiç kuşkum yok.
Bir yandan da çok önemli ve hayati bir konuyu daha atlamayalım. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklıyor: "Hastanede yatan hastalarımızın yüzde 95'i aşısı tamamlanmamış kişiler. Aktif vakaların yüzde 87'si de aşıları tamamlanmamış kişilerden oluşuyor."
Son iki hafta içinde vaka sayılarında çok hızlı bir yükselme yaşandı. Günlük vaka sayıları yeniden 20 binleri buldu. Salgının seyri böyle devam ederse, yeniden zorunlu kısıtlamalar, yeniden yaptırımlar ve hatta kapanma kararının gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Sen-ben-o değil, biz dememizin zorunlu olduğu ve bu bilinç ve sorumlulukla davranmamızın şart olduğunu, geride bıraktığımız bir buçuk yıl içinde öğrenmiş olmalıyız. Sadece Türkiye değil, dünyayı esir alan salgın sürecinde edindiğimiz tecrübeler yeterince acı ve bedeli de hem maddi hem manevi hem psikolojik açıdan çok ama çok yüksek oldu, olmaya devam ediyor ama artık etmemeli!
Bu hatırlatmayı neden yaptığımı, sebebini anladınız sanırım. Salgın sürecinde son derece iyi bir sınav veren hatta en gelişmiş ülkelerin bile örnek aldığı Türkiye'de yaşanan vaka sayılarının yeniden yükselme trendine girmesi, adım adım yeni yaptırımların ve kapanma sürecinin geldiğine işaret ediyor da ondan. Bugüne kadar büyük-küçük, yaşlı-genç, kadın-erkek-çocuk, zenginfakir hepimiz birlikte yaşadık tüm olumsuzlukları ve birlikte tam da düzlüğe çıkıyoruz derken; tedbiri elden bırakmanın ya da gevşetmenin faturasını yeni bedeller ödemeye hazırlanarak sonuçlandırmayalım. Bütün bunların yanında; aşı karşıtlığını bir kampanya haline getiren hatta bunu bir propagandaya dönüştüren bilim insanlarından tutun da sanatçı veya siyasetçi kim varsa bilsinler ki 83 milyon insanın da vebali onların sırtında olacaktır. Her ne kadar sayıları nispeten az belki ama etkilediği insan sayısı bir de olsa bin de olsa, milyonlar kadar etkisi olacağını unutmamamız lazım.
Öte yandan, aşı konusunda duyarlı olup kampanyalara destek veren sanatçı ve popüler isimler de var elbette. Son olarak sanatçı Bengü, 6 aylık hamile olduğu halde üçüncü doz aşısını yaptırdı ve bunu sosyal medya hesabından paylaşarak; kendisi ve bebeği için hiçbir endişe taşımadan aşılandığını duyurarak çok önemli bir vatandaşlık görevini yaptığı için çok ayrı bir tebriği hakkediyor. Bu süreçte ön alan bir diğer kesim de iş dünyası. Vaka sayılarının artmasıyla yeniden kapanma olasılığına karşı, aşıyı özendirmek için harekete geçen İstanbul Ticaret Odası "aşı yaptırana ödül verelsin", Ankara Sanayi Odası Başkanlığı "aşı olmayana kısıtlamalar getirilsin", İzmir Ticaret Odası "Aşı olmayan evde kalsın", Lokantacılar Federasyonu "Aşı kartı zorunluluğunu getirilsin" önerileri getirirken, aşının zorunlu hale getirilmesi konusunda TESK başta olmak üzere bütün iş temsilcileri neredeyse hemfikir. Nasıl olmasınlar ki? Aşı karşıtlığının cezasını ve bedelini en fazla onlar çekti ve artık çekmek istemiyorlar da ondan!
Sözün özü; yeni bir kapanmanın telafisinin artık çok zor olacağının ve bu bedelin istisnasız herkes tarafından hem de en ağır şekilde ödeneceğinin herkes bilincine varmak zorunda. Aşı olmak demek hastalığa yakalanmamak değil elbette ama hem hastalığın çok daha hafif atlatılmasında hem de yakalanma olasılığını çok daha düşük seviyeye indirme oranında çok etkili olduğu bilim insanlarınca dile getiriliyor.
Daha fazla bedel ödemek istemiyorsanız; Aşı olun, aşı oldurun...
Not: İzninizle yazılarıma kısa bir ara vereceğim. Sağlıkla kalın... Ş.B.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar