"Mehmet Akif Ersoy sadece şair miydi?" başlıklı yazımdan sonra bana gelen geri dönüşler, benim ne kadar da haklı olduğumu ortaya çıkardı!
Mesela, çok sevdiğim, milliyetçi, yüreği Mehmet Akif Ersoy sevgisiyle dolu bir arkadaşım, "Tamam her şeyi anladım da Türk sporu ne alaka?" diye sordu.
Tam alaka, öylesine alaka ki, tam da hem devletimize, hem de gençlerimize, analara, babalara rol model olacak kadar Türk sporuyla alakası vardı, merhum Mehmet Akif Ersoy'un!
Bir insan düşünün ki, hayatında bir kez yalan konuşuyor, daha doğrusu konuşmak zorunda kalıyor!
Neyse, ben hadiseyi anlatayım da nedenini, niçinini anlayın!
Malumunuz, merhum Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 yılında İstanbul Fatih Sarıgüzel Mahallesi'nde dünyaya gelmiştir. Hayalinde hukuk okumak varken, babası İpekli Temiz Tahir Efendi vefat edince, ailenin geçim derdi Akif'in omuzlarında kalır, o yıl açılan Halkalı Baytar Mektebi'ne kaydolur ve okulu birincilikle bitirip baytar olarak göreve başlar.
İşte, o Halkalı Baytar Mektebi'ne her gün yürüyerek gidip gelir!
Yaz demeden, kış demeden...
Yağmur demeden, çamur demeden yürüyerek..!
Bu durumu gören arkadaşları çok sevdikleri Mehmet Akif Ersoy'a vasıta parası toplarlar aralarında, Hasan ismindeki arkadaşı tarafından da cebine sıkıştırılır!
Mehmet Akif Ersoy hiddetle, "Bu da ne oluyor " dediğinde Hasan, " Akif, aynı durumda hangimiz olsak, sende aynını yapardın" der!
Akif, "Ne münasebet, benim param var ve ben güreşe başlayacağım, idman olsun diye yürüyorum" diye karşılık verir!
Verir vermesine de o gece sabaha kadar istifra eder, uyuyamaz, sabah ezanıyla Balat'ta Pehlivanlar Kahvesi'nin yolunu tutar!
Dönemin namlı pehlivanlarından güreş dersi alır, kispet giyer, güreş tutar, birincilikler kazanır!
Bugünkü Z kuşağı babalar, analar, öğretmenler, devlet idarecileri, Mehmet Akif Ersoy hayatında bir kez yalan konuştuğu için ve yalan konuşmuş olmamak adına güreşçi oluyor!
Bitmedi!
Her yıl yapılan İstanbul Boğazı yüzme şampiyonluklarında da birinci gelir!
Evet, O, sadece bir şair değildi!
...
Bugün, Çanakkale Zaferi'mizin seneyi devriyesi!
İhtiyar dünyanın tarihinde, bir ikincisi olmayan Çanakkale Zaferi'nin..!
Bu zafer için, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Çanakkale, yeni Türkiye'nin önsözüdür" demişti!
Gelelim bize...
Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarına, "Asım'ın Nesli" ne..!
Bu satırları yazdığım dakikalarda, bilmem ne Gergerlioğlu isimli PKK'nın siyasi dilinin milletvekilliğinin düşürülmesi, bebek katili PKK'nın siyasi örgütü HDP'nin kapatılması konuşuluyor!
İşin şaşılacak tarafı, Ak Parti eski vekili Resul Tosun, "Bugün, Türk siyasetinde kara lekedir" diyor!
Resul Tosun, Osman Erbaş Paşa'nın şehadetinin üstünden daha bir ay geçmedi!
Asıl kara keke o geceydi, Resul Bey!
Neyse, Ak Parti'den bir yetkili, elbet sana devamını der!
Benim sözüm asıl sana, Ey Kürt, Ey Türk baba, ana!
Hadi, Mehmet Akif Ersoy'un kim olduğunu evlatlarınıza anlatmadınız...
Ki, çoğunuzun evinde Safahat kitabı da vardır!
Hadi, o kitabı da çocuklarınıza okuyup anlatmadınız, keşke...
Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan! Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan? Ne Araplık ne de Türklük kalacak, aç gözünü! Dinle Peygamberi zîşânın ilahi sözünü.
Türk Arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der delidir. Arap'ın Türk ise hem sağ gözü hem de sağ elidir. Veriniz baş başa, zira sonu hüsranı mübîn,
Ne hilafet kalıyor ortada, billahi ne din! Medeniyet size çoktan beridir diş biliyor,
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor. Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ,
Ne bu şûrîde siyaset ne bu fasit dava? Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz, Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz! Bunu benden duyunuz, ben ki Arnavut'um, Başka bir şey diyemem. İşte perişan yurdum
Sadece bu mısraları okuyup, çocuklarınıza anlatsaydınız, çocuklarınız ölmeyecekti!
Ey devletim!
Sen de okullarında Mehmet Akif Ersoy'u layıkıyla anlatamadın, hiç olmazsa şu mısraları evlatlarımıza okutup, anlatabilseydin, bugün, PKK HDP, TBMM'de olmayacaktı!
Yorum Yazın