CHP'de bir hayli bulunan genel başkan yardımcılarından ve de grup başkanvekillerinden biri, Engin Özkoç.
Kapanma kararlarının TBMM tarafından alınmasını istemiş!
Dünyanın her yerinde yürütmenin tasarrufunda bulunan bir keyfiyeti yasamaya devretmek istiyor...
Bunların "güçlendirilmiş parlamenter sistemden" anladıkları bu olsa gerek.
Çünkü millet açmış aç.
"Ne alakası olduğunu" kendisi de bilmiyor.
Meclis'e sormaya kalkarsan, önce bir komisyon kuracaksın...
Aman dikkat et, sonra "Anayasa'da mevcut olmayan komisyon kurmaktan" ipe de gidebilirsin ha!
Bu komisyon için partiler aday gösterecekler, oylama yapılacak...
Kabul edenler, etmeyenler... Edilmiştir.
Komisyon toplantılarına başlayacak.
Kapanma kararı belki kabul edilecek, belki de edilmeyecek.
Edilirse, komisyon kararı genel kurula "indirilecek"...
Burada da gündeme alınması için bir zaman bekleyeceksin.
Lehte ve aleyhte konuşmalar yapılacak.
Muhalefet elbette karşı çıkacak.
Sayın arkadaşlar, yeterlilik önergesi verilmiştir...
Kabul edenler, etmeyenler... Edilmiştir.
Sonra "asıl" oylamaya geçilecek.
Kabul edenler, etmeyenler... Edilmiştir.
Karar cumhurbaşkanına imzaya gidecek.
Oradan da Resmi Gazete'de yayınlanmaya.
Yürürlüğe girecek.
O arada en az on yedi gün geçecek ve uyanıklar kapanma ayağından "uzatmalı bayram tatili" yapamamış olacaklar.
***
Başkanlık sistemine işte bunun için geçildi.
Acil karar gerektiren durumlarda işlerin "sürüncemede" kalmaması için.
Vakit kaybını önlemek için.
Önemli meseleler "encümene havale" edilemesinler diye.
Ama arkadaşlar "acele" karar istemiyorlar.
Uzun uzadıya tartışılsın...
Bu arada Kılıçdaroğlu bol bol yalan söylesin.
Kapanma kararı havada kalsın.
Ki sonra "İnsanlar ölüyor, millet aç aç" diye esip savurabilelim.
Her iş böyle yürüsün.
Yürütmenin eli kolu bağlansın, vali bile tayin edemesin.
Amaç "baltalamak" olsun.
İnsanlar da size oy versinler, sonra da "Hay ellerim kırılsaydı da..." diye dövünsünler.
İnanmıyorsanız, Ekrem İmamoğlu'nun seçmenlerine bir sorun bakalım.
Yorum Yazın