Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Araçlara da küpe takılsın!

Öneri siyasilerden, bürokratlardan ya da teknokratlardan gelmedi. Fikrin sahibi, arabama yıllık bakımını yapan servisin ustabaşıydı.
Malum, otomobil; arz sıkıntısı nedeniyle giderek bir yatırım aracı haline geldi. Bu nedenle de stokçulara gün doğdu. Sıfır araçları satmayıp, kapalı otoparklarda bekletiyorlar ki, fiyatları daha da artsın.
Bizim ustabaşı da "Neden bu araçların takibi yapılmıyor?" diye sorup ekliyor: "Üretilen ya da ithal edilen araçların takibi bizzat Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılsın. Vatandaş, araç talebini Bakanlığa yapsın. Bakanlık da hak sahibine 'Aracınızı şu bayiden/ galeriden alabilirsiniz' diyerek rehberlik etsin. Kurbanlıkların bile kulaklarına küpe takılarak takibi yapılırken, karaborsaya sebep olan bu araçlar neden başıboş bırakılıyor ki?"
Elçiye zeval olmaz. İşte bu da hayatı araçların altında, üstünde geçen bir "ustanın" fikri. Kulak vermekte fayda var.

Bu da yeni musibetimiz
Malum, Ekrem İmamoğlu uzunca bir süredir ya tatilde ya mitingde olduğu için İstanbul'umuz iyice kaderine terk edildi.
Birkaç yıldır İstanbullunun yaz kabusu sivrisinekler oldu. Bu yıl da belediyemiz, Kaplan Sivrisineği ile mücadelede teslim bayrağını çekerken, bir yandan da hemşerilerini uyardı: "Aman dikkat! Salgın hastalık yapabilir!.." İyi de güzel kardeşim, siz ne iş yaparsınız?




İstanbullu; bahçesine, balkonuna çıkamaz oldu. Kavurucu yaz sıcağında kapısını penceresini sık sıkı kapatıp, "sauna keyfi" (!) yapıyor. Şimdi size belediyenin aczi nedeniyle ortaya çıkan yeni musibetimizi tanıtacağım. Böyle beyaz tüyleri olan, çirkin, arsız, çiçekleri, meyveleri hoyratça talan eden bir haşere. Sarıyer'deki pek çok bölge bu böceğin işgali altında. Avustralya ve Yeni Zelanda'ya özgü Passionvine Hopper (Çarkıfelek Hunisi) böceği olduğu ve genellikle avokado ve kivi ithali ile taşındığı biliniyor.
Ekrem Bey ile tanıştırmak için fotoğrafını da yayınlıyorum.

Adı neden Hayırsız Ada?
Tarih TV'de Ercan Demirel'in sunduğu İster İnan İster İnanma programının tiryakisi oldum. Bu hafta da İstanbul'daki Hayırsız Ada'nın ismini nereden aldığı konu edildi. Aslında adanın ismi Sivri Ada idi. İktidara yeni gelen İttihat ve Terakki Fırkası'nın bir Fransız şirketle yaptığı anlaşma gereği, şehirdeki 80 bin köpek toplanarak bu adaya taşındı. Şirket, sözde kozmetik yapımında kullanmak üzere bu gariban hayvancağızlardan yararlanacaktı. (!)
Ancak hayvanlar günlerce o adada aç ve susuz bırakılınca hepsi hayatını kaybetti. Adanın ismini Hayırsız Ada'ya çıkartan bu olayın, birkaç yıl sonra yaşanacak İstanbul'un işgaline yol açan bir uğursuzluk olduğu bile söylendi.

Hepimizin ikinci takımı
Bu yıl renklerine gönül verdiğimiz takımların yanı sıra gönlümüzde aynı aslan yatacak: Hatayspor.
Deprem felaketinin ardından lige devam edemeyen ve futbolcusu Atsu'yu da depreme kurban veren Hatayspor, Hull City ile oynadığı özel maçla sahalara döndü. Hayatını adeta bu kente adayan Volkan Demirel ve genç ekibini lige hazır buldum. Volkan, mücadeleci karakterini takıma yansıtmış. Benim kalbim bu sezon tüm depremzede kulüpleri temsilen Hatayspor ile beraber atacak.
Bu arada kocaman bir alkış da sevgili Acun Ilıcalı'ya... Hemen her yardım kampanyasının bayrağını taşıyan, kazandığını her daim kazandıranlara harcayan güzel yürekli dostum bu kez de geliri depremzedelere bırakılan maç için takımı Hull City'yi sahaya sürdü. Ama keşke tribünlerin üçte ikisini boş bırakan Bursa seyircisi de taşın altına elini soksaydı.

Gaf kürsüsü
"Yurdun havasını aldık, şimdi Adana'ya gidiyoruz..." (TRT Haber sunucusu Anda Özmen, hava durumunun ardından sözü Adana'daki muhabire bırakırken)

Zap'tiye
Adam 40 yaşında emekli oluyor, sonra da yapılan emekli maaş zammını beğenmiyor. Sanki hayata emekli gelmiş!..

Ne demiş?
"Zenginler kuaföre, fakirler berbere gider." (Atv'nın dizisi Vermem Seni Ellere'den)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar