Kimle konuşsak, anketlerin işaret ettiği sonuç ile meydanların dili arasındaki farkı anlatıyor. Bu, öyle bir fark ki seçimin kaderini doğrudan belirleyecek kadar hassas bir eşiğe gelip dayanıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin özgün karakteri bir yana cumhurbaşkanı seçiminin de daha önce tecrübe edilmeyen bir yönü söz konusu... İkinci tura kalma ihtimali! Son haftada sistematik olarak işlenen konu da bu. Bir tür altlık hazırlama, kamuoyunu yönlendirme girişimiyle de karşı karşıyayız. Eldeki tek hareket noktası ise anketler. Ve anketlere eklenen siyasal denklemler. Tabii ki teorik altyapıları da var. Ama hayatın pratiği bize, göz ardı edilemeyecek mesajlar veriyor. Cumhurbaşkanı adayları bir kefede, ittifaklar, partiler ve adaylar diğer kefede tartılıyor. Bana göre, 14 Mayıs gecesi cumhurbaşkanı, "Anadolu irfan geleneğinden" süzülüp gelen ferasetle seçilecek!
Biliyorum. Daha önce de yazdık. Yığınla faktörü, davranış kalıbını, kuşakların analizini yaptık. Hepsi elbette belli oranda geçerliliğini koruyor. Bununla birlikte seçimin çatı kavramı kanımca şekillenmiş durumda. Farklılıkları, ayırıcı ve parçalayıcı olarak değil, zenginlik kabul eden "Anadolu İrfanı!" Yani... Karşılıklı hoşgörü dairesinde yaşamayı, şefkat ve merhameti esas alan maya ve bu toprakların özü. O irfanın kapsama alanı öyle geniş ki inanç, mezhep, etnik kimlik ayrımını benimsemiyor. İyice irdelendiğinde ise kendi kutsallarını barındıran tutarlı ve sürdürülebilir ilkeler bütünü ortaya çıkıyor. Bu sayede Anadolu insanı, kalbinden aldığı ilhamla en karmaşık meselelerde çözüm üretmeyi de net duruş sergilemeyi de bir şekilde başarıyor!
***
Bakınız...
Şu anda kimin cumhurbaşkanlığı makamında olacağı hususu, sadece o isim etrafındaki kadroların bileşimi ve 5 yıl için ülkenin yönetimini üstlenme tercihi ile sınırlansaydı, epeyce çetrefilli değerlendirmeleri bile gündeme getirebilirdik. Oysa bu seçimde, ülkenin siyasal haritası ve yönetim alanları ile ilgili açık ve örtülü vaatler, riskli kurgular dikkati çekiyor! Üstelik, terör örgütü PKK ve siyasal ajanları, CHP üzerinden sadece bu seçimi hedeflemiyor, 2024 yılındaki yerel seçimlerin de stratejik kilometre taşlarını şimdi döşüyor. Doğu ve güneydoğudaki illeri vekil sayısı itibariyle mümkün olduğunca "tek renge boyama" planı, daha sonra belediyeler bazındaki şema ile birleştirilecek. Böylece "homojen Kürt bölgesi" tezine dayanak oluşturulması, ardından da "yerel özerlik talebine" güya demokratik gerekçe üretilmesi talebi birbirini izleyecek!
İyi de... Biz, bin yıldır yaşadığımız vatanımızı dedelerimizden miras almadık ki... Aksine... Torunlarımızdan ödünç aldık. Gelecek nesillere, bölünmesinin temelleri atılmış bir Türkiye, küçülen Anadolu ve milli kimliğini yitirmekte olan bir memleket vadeden siyasi akımlara kapılamayız ki!.. Yönetimler, yöneticiler gelip geçer. Sorunlar çıkar, er ya da geç aşılır. Hata yapan varsa tarihin acımasız ve objektif yargılamasından kurtulamaz!
Emin olun...
Yığınaktaki hata öyle bir maliyet üretir ki... Ne şahıslara ilişkin tartışmalar kalır ne de patates soğan fiyatını konuşacak ortam!
Yorum Yazın