Onlar ağlarsa, kainat ağlar!
Onlar kıyama kalkarsa, önlerinde en modern ordular bile duramaz!
Onlar yemez yedirir, içmez içirirler...!
Saat değil, gün değil günlerce uyumazlar gerekirse...!
Kimler mi onlar?
Analar...
Analarımız...
Anamız...
Duyduğumuz ilk ses, onların kalp atışlarının sesidir.
Tattığımız ilk tat, onların sütüdür.
Kokladığımız ilk koku, onların sinesinin kokusudur.
Canımız acıdığında ilk onlar gelir aklımıza, acımızı da bizden daha çok hissederler!
Hazreti Peygamber (sav) , "Cennet anaların ayakları altındadır" buyuruyor.
Yeminlerimiz bile, hep anamızın ak sütü üzerine değil mi?
İyiye güzele dair neyi anlatmak istersek, "Anamızın ak sütü gibi" diye, tarif ederiz .
Kelimeler, sayfalar, ciltler yetmez, onları anlatmaya..!
Vatanımızın adı bile, Anadolu..!
Hele bir de öksüzseniz..!
Ne zaman ki, anacığımı kabre indirdiler..!
Ne zaman ki, üzerine toprak atılmaya başlandı, etlerim lime lime çekildi sanki!
Herkes dağıldığında sağıma soluma baktım, kardeşim Sinan ve ben kalmışız kabrin başında! Az ileride iki kız kardeşim, babacığımın koluna girmiş gidiyorlar!
İşte, o günden sonra sahipsizim!
O gün anladım ki, tüm deliliklerimin, delikanlılığımın sebebi, anammış.
Yıllarca yatakta, sessizce sadece gözlerimin içine baktığı zamanlarda, "Allah kurtarsın" diyenlere susardım.
Şimdi anladım ki, keşke, keşke yaşasaydı, nefes alıp verseydi de kalan ömrümü ona adasaydım!
Biliyor musunuz, anamı kabre bıraktığım günden bu yana, iyiye güzele dair ne olduysa, neleri başardıysam, hep kekremsi oldu.
Dün, Kadir Gecesi'ydi, bugün Anneler Günü!
Dün gece İsrail, Mescidi Aksa'ya girdi!
Orada bir çocuk ilişti gözüme...
Anasının kucağında, ürkek ürkek bakan bir çocuk...
Anası sanki dişi bir kaplan kesilmişti!
Yanıbaşımdaki Hristiyan kardeşim Oleg bile, "O ananın göz yaşı boğar o zalimleri hocam" dedi!
Kendimi tutamadım biraz nefes almak için bahçeye çıktım, ilk karşıma çıkan iki aylık keçi yavrusunu kucağıma aldım, almasına da...
Anası, meleye meleye etrafımda dönmeye başlamaz mı?
İşte o anda, Oleg'e hak verdim!
Hangi canlı olursa olsun, tüm canlılar için aynı anlamı taşıyan tek duygu, analık duygusu..! Zalimlere karşı en kuvvetli silah, anaların, evlatları için döktükleri gözyaşları olsa gerek! Modern dünya kayıtsız kalamamış da 1950 yılından itibaren, Mayıs Ayının ikinci Pazar gününü, "Anneler Günü" ilan etmiş.
Biz de, 9 Mayıs 1955 yılından bu yana kutlamaya başlamışız.
Öyle anlamlı anlamsız her özel günü tasvip etmesem de bu günün anlamına yürekten inanıyorum.
Hülasa, demem o ki, kızlı erkekli biliriz ki, ağlarsa anamız ağlar bizim için!
Anasızlık, elbette çok zor, zor da anaların ağladığı bir dünyada yaşamak ondan da zor...! Gelin, kızlı erkekli hep beraber dua edelim, "Allah'ım anaların ağlamadığı bir dünya nasip et"!
Amin...!
Yorum Yazın