"Muhalefet, ulusal sorunların neresindedir?" Bu soruyu ben değil, CHP'nin 3 dönem milletvekilliğini, Genel Başkan Yardımcılığını ve Meclis Başkanvekilliğini yapmış Yılmaz Ateş soruyor! Haklı mı haksız mı diye düşünmeye bile gerek yok. ABD Başkanı Biden, 1915 olayları ile ilgili 'soykırım' ifadesini kullandı, muhalefetten ya destek geldi, ya hiç ses gelmedi. PKK'nın arka bahçesi HDP, büyük ağabeyi ABD'nin Başkanı Biden ağzıyla 'soykırım' ifadesini tekrarladı. Elleri kan içinde olan bu parti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bir kez daha kin kusmaya devam etti. İP, -mış- gibi yapıp aslında Türk dış politikasını eleştirdi. Bu noktada CHP'ye ayrı bir parantez açmak gerek. 'Susmak kabullenmektir' düsturunu tekrarladılar. Kılıçdaroğlu'na kendi sözlerini hatırlatmanın şimdi tam da zamanı: "Dış politika, ulusal politika olmak zorunda, iktidarıyla muhalefetiyle. Çünkü dış politika Türkiye'nin çıkarları üzerine inşa edilir!" Ne de doğru söylemiş Kılıçdaroğlu ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti işte tam da böyle yapıyor zaten, bu sözleri kendisine ve parti yönetimine hatırlatmakta fayda var! Libya'da sahada, Doğu Akdeniz'de sahada oyunları bozan Türkiye, Suriye'de canlarını acıtan Türkiye, Irak'ın kuzeyinde açtığı üslerle, askerleriyle tüm senaryoları alt üst eden Türkiye, İHA-SİHA'larla sadece karada değil, havada da tarih yazan Türkiye!. ABD, AB, Ortadoğu'da bütün ülkelerin Türkiye'ye kızmasını anlarım da; CHP neden hala FETÖ ve ABD ağzıyla konuşur anlamak mümkün değil!
İşte tam da bu sebeple bugün ben köşemi CHP'li Ateş'in CHP, İP ve HDP'ye sorduğu diğer sorulara ve haklı eleştirilerine bırakıyorum:
"Türkiye, bölgesel konumu, korona, kırılgan ekonomik ve finansman şartları nedeniyle olağanüstü zor bir dönem yaşamaktadır. Yunanistan, sırtını AB ve ABD'nin yeni yönetimine dayayarak Trakya, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta güç dengelerini değiştirmeye çalışmaktadır. ABD, Fransa, İsrail, Libya, Suudi Arabistan'la anlaşmalar imzalamaktadır. Karadeniz'de yaşanan Rusya-Ukrayna gerginliğinden en çok etkilenecek olan ülke Türkiye'dir. Irak ve Suriye'deki sorunlar, Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin sürdürülmesinde etkili olacaktır. Türkiye, doğu ve batının dünya üzerinde yeni egemenlik kurma mücadelesinin merkezinde yer almaktadır. Çin, yanı başımızda İran ile imzaladığı 25 yıllık strateji anlaşması ile 400 milyar dolar yatırım yapacak. Suudi Arabistan, 50 yıl boyunca Çin'in enerji güvenliğine öncelik verecek. AB delegasyonunun kendi içlerindeki güç mücadelesini dahi bahane eden AB'nin devlet ve hükümet başkanları Türkiye'ye parmak sallamaya kalkmaktadır.
HEDEF TÜRKİYE'NİN BÜTÜNLÜĞÜ
Emperyalizm çevreden kuşatarak, içerideki terörist işbirlikçilerini harekete geçirerek Türkiye'ye boyun eğdirmek, egemenliğini elinden almak, mavi vatanımızı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmek istemektedir. Bu anlaşmaların, saldırıların, kumpasların, muhalefete kurulan komplonun, 15 Temmuz'un amacı budur. Bu artık görülmelidir. Hedefleri kişiler değil, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüdür.
Yumurta, patates, soğan üzerinden dahi hergün iktidara hesap soran muhalefet, Türkiye'nin geleceğini etkileyen bu sorunları ağzına dahi almadığı gibi, milletvekillerine genelge göndererek konuşmamalarını istemektedir. Bu millet dün olduğu gibi virüsü, işsizliği, yoksulluğu yine yenecektir. Emperyalizmin oyununu az hasarla atlatmak için dün gibi bugün de 84 milyonun birliğine ihtiyaç vardır. Burada iktidar kadar, ülkenin kuruluş ve kurtuluşunda büyük payı olan CHP yönetimine de görev düşmektedir. Susmak, Milli Egemenlik ve İstiklal Marşı'mıza karşı yürümek olur. Bu iz de silinmez...
Evet; muhalefet, ulusal sorunlarımızda nerededir?
Artık bir ses vermelidir. Susarak, emperyalist güçlere yaranıp iktidara gelmeyi ummak yerine, milletin safında sesini yükselterek milletin muhalefeti olmalıdır..."
Yorum Yazın