Günlük hayatta duyduğumuz duaların anlamını insan ancak yaşadıktan sonra tam idrak ediyor. Her ölüm acıdır, her ölümün acısı başka başkadır. Ama kardeş acısı bunlar arasında çok zor çekilen bir acıdır.
Ölüm hiç beklemediğimiz bir an kapımızı çalıyor. Ölüm karşısında hem hazırlıksız hem de çaresiz kalıyoruz. Bundan olsa gerek ki, “Her ölüm erken ölümdür.” Derler. Hayatın olağan akışı içinde düşünmediğimiz sürpriz bir acıdır ölüm.
Abimin vefat haberini cuma günü (18.12.2020) akşamı eşim tarafından aldım. Doğrudan bana söylememişler eşimden usulünce söylemesini istemişler. Ölüm haberini hangi üslup içinde söylerseniz söyleyin, onun acısını örtemezsiniz. Duyar duymaz kendimi tutamadım, çocuklar gibi hüngür hüngür ağladım. O kadar büyük acıyı içinizde tutup bastıramıyorsunuz. Bir anda dünya başınıza yıkılıyor. Bir gün önce konuştuğunuz, muhabbet ettiğiniz abiniz artık bir varmış bir yokmuş gibi hayatınızdan bir yıldız gibi kayıp kaybolup gidiyor. Geride kalan bütün hatıralar hüzünlü bir hikâyeye dönüyor.
Abim Elbistan Devlet Hastanesinde çalışıyordu. Bir gün önce abimle telefonla konuştuğumuzda yılbaşında emekli olacağını emeklilik onayının geldiğini, 4.1.2021’de de imzalayarak emekli olacağını bildirmişti. Covid-19’dan dolayı çok tedirgin olduğunu son iki hafta bir rapor almak istediğini müdüre bildirdiğini anlatmıştı. Müdür, abime; “Bunca yıl dürüstçe çalıştın, hep doğru oldun, memuriyetinin son günlerinde bence rapor alıp maaşına haram bulaştırma” demiş. Ağabeyim de müdüre, “Doğru söylüyorsun son günüme kadar çalışacağım” dediğini telefonda bana söylemişti.
Abim sorumluluğunu bilen, dürüstçe çalışan, çevresinde hep sevilen biriydi. Ölüm ne zaman gelirse gelsin, zaten bu dünyadaki en büyük başarımız erdemli ve onurlu bir hayat yaşamak değil midir?
Sevdiklerimizden ayrılmak zor olsa da yakınlarımızın gök kubbede hoş bir seda bırakarak ayrılması bizi teselli ediyor.
Abimle fırsat buldukça telefonda karşılıklı görüşürdük. Fiziksel mesafenin hiçbir önemi yoktu. Sanki sürekli beraberdik. İnsanı bu muhabbetler ayakta tutuyor. Ölüm bu sosyal zemini değiştiriyor. Bir an hayata tutunduğunuz zemin altınızdan kayıyor.
Her ölümden sonra hayatı yeniden sorguluyorsunuz. Madem ki ölüm düşünmediğimiz ve zamanı belli olmayan bir anda kapımızı çalıyor, o halde gelecekle ilgili kaygılara, fazla beklentilere, hırslara kapılmadan yaşadığımız anı doğru ve dürüst bir şekilde geçirmemiz gerekiyor. Her gün ömür defterinin bir sayfasını dolduruyoruz. Son sayfanın hangisi olduğunu bilmiyoruz. Önemli olan son sayfaya geldiğimizde ömrümüz bir karalama defteri gibi olmasın, bir şaheser olsun. Abimin ömür defteri de bana göre bir şaheserdi.
Vefat haberinden haberdar olup taziyede bulunan, acılarımızı paylaşan herkese çok teşekkür ediyorum. Allah kimseye kardeş acısı yaşatmasın.
Yorum Yazın