Rahmeti Bol ve Kesintisiz Olan Allah'ın Adıyla
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet Günü'nde yaptıklarınızın karşılığı, tam olarak verilecektir. Her kim Cehennem'den uzaklaştırılıp Cennet'e konursa, kuşkusuz o kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı, aldatıcı META'dan başka bir şey değildir.
Ali İmran 185
Mallarınızla ve canlarınızla deneneceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvalı olursanız, bilin ki bu, kesin kararlılık gösterilmesi gereken işlerdendir.
Ali İmran 186
İlk insandan günümüze kadar sürekli yenilenen ve yükselişi devam eden bir olgudur teknoloji. Özellikle yaşadığımız yüzyıldaki hızına yetişmek mümkün olmuyor. Birisi çıkıp insanların yapmak zorunda kaldıkları bedensel işleri yapacağını iddia ettiği robotu üretirken, kimisi de çıkıp insanların yapmak zorunda oldukları fikirsel işleri yapacağını iddia ettiği robotu üretmeye çalışıyor. Burada teknoloji düşmanlığı yapmayacağım zira, günümüz teknolojisinin bireysel ve toplumsal hayata kattığı avantajlar tartışılamaz. Bireysel bazda düşünürsek, mesela alışverişin şekli değişti, neredeyse internette bulunamayıp da dükkân dükkân gezerek bulunacak bir şey kalmadı. Yorulmadan, elimizdeki telefonları kullanarak, her şeyi alabiliyoruz. Belli bir nesil buna doğdu, benim yaşımdakiler bununla çok ihtiyarlamadan karşılaştı ve adapte olmayı başardı.
Peki, ya ihtiyarlarımız...?
Onların normalinin üzeri çizildi ve yeni normal büyük bir hızla onlara rağmen ilerlemeye devam ediyor. Daha tuşlu telefona alışamadan akıllısı çıktı karşılarına. Alışveriş, bankacılık, hatta devletle olan işlerin bile çoğu, artık o akıllı telefonun içinde. Daha geçen gün metroda Hes Kodu'nun süresi dolduğu için elinde kartı ile turnikelerin başında çaresizce etrafa bakınan bir amca ile karşılaştım! Bir de ona sormak lazım aslında, olanı biteni.
Toplumu değiştiren teknoloji, bazen yanında yeni toplumsal sorunlar da getiriyor. Mesela, yakın dönemin aktif hale gelen teknolojilerinden biri olan blok zincir (blockchain) yöntemi ile hayatımıza giren, Kripto Para meselesi. Devletlerden bağımsız, herhangi bir denetim mekanizmasına tabi olmayan, (Bize anlatıldığı kadarıyla) herhangi bir güce bağlı olmayan para piyasası. Hepimize böyle anlatıldı. Ardından tüm insanlar ona koştu. Sonra bir gördük ki, bunun da yuları birilerinin eline geçebiliyormuş. Büyük Kripto Para sahipleri kendi çıkarları doğrultusunda piyasayı manipüle edebiliyormuş. Bu vesile ile aylarca kapanmalar sonucu maddi zorluk çeken büyük bir kitle, umudu orada ararken, elinde avucunda ne varsa, onu da bırakmak zorunda kaldı.
Şu sıralar özgürlüğü ile, hayatı kolaylaştırması ile ön plana çıkarılan yeni bir teknoloji hakkında dünya çapında reklam bombardımanı başladı. Meşhur Metaverse Evreni! Evet, sanal da olsa bir evren. Dünyanın en büyük sosyal medya şirketi ismini değiştirerek, artık bu evren ile anılmaya karar verdi. Arttırılmış gerçeklik gözlüklerini takarak, insanın kendisini başka bir evren bulabilmesi temeline dayalı bir platform. Artık, fiziki ofis tutulmasına gerek kalınmayacak toplantılar bunun üzerinden yapılabilecek, spor müsabakalarında trübünden izliyor gibi, katılım fırsatları olacak. Kısacası, yemek, uyku ve tuvalet ihtiyacı dışında, hayat o sanal evrenin içinde yaşanabilecek. İşi o kadar ilerletmişler ki, görme, duyma hislerinin yanı sıra dokunma hissi de verebiliyorlar! Yakında tat ve koklama da çözüldüğünde, varın gerisini siz düşünün! Getireceği yenilikler ve artılar saymakla bitmez. Dezavantajı var mı, bir de ona bakalım.
Aslında, çok düşünmemize gerek kalmadan hali hazırda gerçekleşen bir olay var, Metaverse Evreni! Haberlerden öğrendiğimize göre, Metaverse Evreni gerçek coğrafyaya göre üretilmiş. Mesela İstanbul'un dijital üç boyutlu haritası çıkarılmış ve mekân satışları başlamış. İstanbul boğaz kıyısı birkaç günde tükenmiş. Fiyatlar çok düşük tabi, millet ileride değerlenir düşüncesi ile akın etti. Biraz düşündüğümüzde karşımıza şöyle bir senaryo çıkıyor, neticede dijital bir mekân satın alındığı için aynı yer birden fazla insana defalarca satılabilir ve bu mekanın yüzlerce sahibi birbirleri ile hiçbir etkileşimde bulunmadan aynı mekanı kullanabilir. Daha rahat anlamamız açısından, aynı internet sitesinde aynı anda bulunan yüzlerce kişinin birbirinin farkında olmaması ile örneklendirebiliriz. Ayrıca baktığımızda, bu Metaverse Evreni yalnızca bir şirketin oluşturduğu üç boyutlu harita. Mesela ileride Google platformu kendi haritasını çıkarabilir (Çalışmalarının devam ettiği biliniyor) ya da bir başkası böyle onlarca dijital evren ortaya çıkabilir. Dolayısı ile Kripto Para tuzağı gibi buna da balıklama atlamanın sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Diğer taraftan bizler onların ürettiği dijital arsaları almaya çalışırken, onlar da arka planda bizim gerçek arazilerimize peyderpey hücum ediyor olabilir!
Gelelim işin sağlık boyutuna. Ne olursa olsun bu güne kadar gelen teknolojiler, ne kadar ayağımızı topraktan kesmiş olsa da vücudumuzu güneşten kesmemişti (son yılların sokağa çıkma yasaklarını ayrı tutuyorum). Yani, D vitamini ile bağımız az da olsa devam ediyordu. Bu Metaverse ile evden hiç çıkmayan bir toplum oluşursa ki oluşma ihtimali çok yüksek, işte o zaman oluşabilecek bağışıklık problemlerinin ardı arkası kesilmez. D vitamini meselesini Metaverse'e balkonda veya evin çatısında bağlanıyorum bahanesi ile geçiştirdiğimiz takdirde, işin hareketsizlik boyutu devreye giriyor. Dikkat ettim, şirket reklamlarında özellikle arttırılmış gerçeklik ile yapılabilecek sporları kullanmış. Fakat çoğu zaman evdeki hesaplar çarşıya uymuyor. O bilimkurgu filmlerinin bir kenarında ısrarla değinilen, oturduğu yerden kalkmadığı için hareket edemeyecek derecede şişmanlamış insanları göreceğimiz gelecek, pek de uzak değil.
Gerçek olmayan görüntü, gerçek olmayan ses, gerçek olmayan dokunma ve üzerine gerçek olmayan tat, hepsi aldatıcı bir metadan ibaret olmayacak mı? Bunca sahtelik, insan psikolojisine ne gibi zararlar verecek, onu da psikoloji uzmanlarına bırakalım.
Nasıl ki Çin üretimi olan TikTok programı, Çin'de topluma zarar verdiği gerekçe gösterilerek yasaklanabiliyor yada kısıtlanabiliyorsa, yeni gelen bu tip teknolojilerin, devletler eliyle değerlendirilip, artıları eksileri masaya yatırılıp, insan hayatına, sağlığına ve psikolojisine en uygun halde kullanımı sağlanabilir. Eğer, devletler tarafından böyle girişimler olacak gibi durmuyorsa, bizlerin bu konular hakkında bilinçlenip, kendimizi düşünmesek bile, çocuklarımız için önlemlerimizi almamız gerekir.
Unutmayın, onlar bizim yaşadığımız gerçek hayatı deneyimleyemeden, bu teknolojiye doğacaklar. Bence, onların yaşayacakları tüm problemlerde hepimizin vebali olacak!
Yorum Yazın