Şebnem Bursalı

Şebnem Bursalı

Mail: hfhddj@hotmail.com

Albayrak çünkü...

Başkan Erdoğan'dan sonra en fazla iftiraya, saldırıya uğrayan isim tartışmasız Berat Albayrak. Ama tabii bu bir tesadüf değil. Erdoğan'ın "yerli ve milli" politikalarını, tam bağımsızlık yolundaki hedeflerini sürükleyen politikaları belirleyen ve yürüten iki önemli bakanlık koltuğunda yaptıklarını düşündüğümüzde, başka bir sonuç beklemiyor insan. CHP tarafından sistematik olarak yürütülen iftira ve algı operasyonuna yönelik İzmir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada aslında ne yapılmak istendiğine açıklık getirdi Başkan Erdoğan.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiği günden bu yana Türkiye, 5 kez kur üzerinden operasyon yaşadı. Bu 5 saldırının hepsinde Albayrak ya Enerji Bakanı ya da Hazine ve Maliye Bakanı idi. Saldırıların sebebi ve hedefi de çok açık: Türkiye'nin ilk yerli ve milli sondaj ve arama gemilerini, FETÖ dahil bütün terör örgütlerinin ve büyük ülkelerin doğrudan ya da dolaylı engelleme girişimlerine rağmen kazandırmış bir Enerji Bakanı'ydı çünkü.
Bugün Türkiye eğer Karadeniz'de doğalgaz kaynakları bulmuşsa, adına Mavi Vatan dediğimiz strateji uygulanabiliyorsa, enerjide neredeyse yüzde 100'lük dışa bağımlılığı, öngörülebilir bir süre içinde yarıya yakın yerli kaynaklara döndürebilecek bir Türkiye hedefini konuşabiliyorsak, Erdoğan'ın liderliğinde ve Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı yaptığı dönemde atılan cesur kararlardandır.
Ekonomi Bakanlığı döneminde yapılanlar da tam bağımsızlık hedefindeki Türkiye'nin adımlarıdır. Bugün içeriden ve dışarıdan iftira ve saldırıların hedefinde Berat Albayrak varsa biliniz ki aslında; IMF kapılarına mahkûm olmayan, bölgesinde güç odağı durumuna yükselen, kurulan masalarda gösterilen yerlere oturan değil, kendi kurduğu masalara istediğini istediği yere oturtan Türkiye'dir asıl hedef. Yani, asıl mesele Al-Bayrak'tır!

***


KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN ESPRİ BİLE KALKSIN!

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin eksik söylemiş; "Tüm kadınlar bu konuda birleşmeli" demiş, ama tam tersi, "Erkek-kadın dahil herkes birleşmeli" olmalı bu sözün tamamı. İster siyaset ister hangi mesleği yaparsanız yapın, kadın bedeni ve kadın cinsiyeti üzerinden yapılan espri dahil hiçbir söz, hele hakaret ve küfür kabul edilemez. Son olarak Özlem Zengin'e yönelik en aşağılık ifadelerle gündeme gelen bu konu, sadece kadınların meselesi değil, erkekler dahil insan olan herkesin meselesidir.
Erkek siyasetçiye yönelik eleştiri ve hakarette de; o erkeğin annesi, eşi, kız kardeşi ve kızı üzerinden yapılan en iğrenç ifadeleri düşündüğünüzde ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır. Bu saldırılara maruz kalan bir kadın gazeteci olarak diyorum ki: Fikrini-görüşünüyorumunu beğenmediği herkese, kadın bedeni üzerinden yapılan hakaret ve küfürler artık son bulmalı.
Bu konuya sadece cinsiyet temelli değil, ahlaki ve etik değerler açısından yaklaşmalı; herkes ve her kesim, hiçbir ideolojik ya da cins ayrımı yapmaksızın katılmalı.

***


GARA'YA GİDEN HDP'Lİ

Günlerdir merak edilen Gara'ya giden HDP'li kadın vekilin ismini, aHaber'deki canlı yayında açıkladı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.
"Hiç oralara gitmedim" diye açıklama yapan HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir'i, 3 tanık ifadesi doğrulamıyor. İkna yoluyla teslim olan terör örgütü mensubu 3 kişinin ifadesine göre HDP'li Taşdemir'i; 9 Haziran 2019'da Gara'da gördüler ve aynı araçla yolculuk yaptılar. Taşdemir'in Mahmur'a gelince başka araca geçtiğini söyleyen örgüt mensuplarının verdiği tarihi Dilan Taşdemir de doğruluyor: 9 Haziran 2019'da havayolu ile Diyarbakır'dan Erbil'e çıkış ve 13 Haziran 2019'da Erbil'den İstanbul'a dönüş yaptığını bizzat kendisi açıkladı.
İçişleri Bakanı Soylu'ya, Taşdemir'in itirazını sordum, kısa ve net cevap verdi: "Önce, 'Hiç oralara gitmedim' dedi, sonra gittiğini açıkladı. Bizim elimizde 3 tanık ifadesi ve çıkış tarihleri var. 'Siz oraları iyi bilirsiniz' demiştim; Erbil-Mahmur- Gara'ya gezmeye gidilmiyor herhalde..."

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar