Aslında öfke ifadesi hafif kalıyor. Öfkenin de ötesinde. Akşener, CHP kurmaylarına bildiğiniz hakaret ediyor. Bu durum masayı devirme ihtimalini en azından henüz içermiyor olabilir ama kendisini o kadar keskin ifadelerle bağlıyor ve bu ifadelere rağmen o kadar cevap alamıyor ki, sonuç itibarıyla hem kendisini hem partisini hem de masayı çok zor durumda bırakacak gibi.
Neresinden bakarsanız bakın, kötü bir siyaset ve kötü bir söylem. Ama anladığım kadarıyla Akşener kendince bunu makul görüyor ve haklı olduğunu düşünüyor. Çünkü bu zamana kadar birçok denemesi boşa çıktı.
Masanın CHP'den sonra en büyük partisi olduğu için kendinin söz hakkı olduğunu düşünüyor. Siyaset yapmanın gereği de budur. Eğer etkili olamayacaksanız dükkânı kapatmak gerekir. Ancak CHP masayı baştan itibaren öyle kurdu ki, İyi Parti diğer küçük partilerle eşitlendiği gibi etki alanı da sınırlanmış oldu. CHP ve Kılıçdaroğlu asıl aktör haline dönüştü. İyi Parti bir payanda olmaktan çıkıp belirleyici bir aktöre dönüşmek için aday isimleri ortaya attı. Tartışma yaratmaya çalıştı. Anketler sızdırdı. Hatta çokça bel altı vurdu.
Ancak CHP'nin kurgusu işlediği ve zaman daraldığı sürece İyi Parti konumlandığı noktadan sıyrılamadı. CHP söylenen sözleri görmezden gelerek ittifak adı altında kendi gemisini yürütmeyi başardı.
Baştan beri defalarca yazdım. Aday tartışması geciktikçe bu CHP'yi avantajlı hale getirecektir diye. Kamusal veya masada tartışma başlatılmadığı müddetçe alternatif isimlerin gündem olma şansı da ortadan kalkar. Son gün CHP, size "Elimizde Kılıçdaroğlu var" der. Siz de o saatten sonra itiraz ettiğinizde, "O zaman ayrı adaylarla gidebiliriz" cevabını alırsınız ve bu da CHP adayının öne çıkması demektir. Bu nedenle Kılıçdaroğlu kendi ismini hep gündemde tutarak, belediye başkanlarının üzerine çizerek ve İyi Parti'den gelen salvoları savuşturarak bugüne kadar getirdi.
Sanırım Akşener, dananın kuyruğunun şubatta kopacağını ve kendisi için şubat ayındaki tartışmaların yeterince manevra alanı ve zaman sağlayacağını düşünüyordu. Ama araya deprem girdi ve tartışma bir ay kadar daha atılmış oldu. İşte bu nedenle henüz daha deprem gündemi çok vahim olarak karşımızdayken Akşener ayarlanmış bir röportajda bomba gibi ortaya düşecek ifadeleri kullandı ki, tartışma hızla geri dönsün. Ama bence CHP bunu da savuşturuyor.
Dahası Akşener, böylesi bir üslup kullanmaya devam ettikçe masayı terk etme şansını da daraltıyor. Böylesine sert hatta sertliğin de ötesinde hakaret eden bir üslupla eğer istediği sonucu da alamayacak olursa kavganın sorumlusu olarak gösterilmekten de kurtulamayacak gibi görünüyor.
Yorum Yazın