ABD’nin Ankara Büyükelçisi Flake’in, Türkiye’deki ilk ziyaretini İmamoğlu’na yapması, İngiliz Büyükelçi Chilcott’un karlı bir İstanbul günü İmamoğlu ile buluşması ABD-İngiltere’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu fikrinin oluşmasını sağlamıştı.
Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki cumhurbaşkanı adaylığı yarışında İmamoğlu lehine önemli bir destekti.
Ancak ünlü İngiliz dergisi The Economist’in, “Erdoğan’ın muhtemel rakibiyle tanışın” manşetiyle, Kılıçdaroğlu açısından önemli bir adım geldi.
Böylece muhalefetteki cumhurbaşkanlığı rekabeti Türkiye’nin dışına taşmış oldu.
Ama The Economist bence biraz acele etti. Çünkü Meral Akşener’den çok önemli bir hamle geldi.
AKŞENER’DEN SÜRPRİZ ÇIKIŞ
Akşener, “Biz Cumhurbaşkanlığı’na yeni bir Sayın Erdoğan seçmeyeceğiz. Yani Almanya, Finlandiya cumhurbaşkanı gibi adını bile bilmediğiniz, derleyici toparlayıcı... Bu ülkede herkesin cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz” dedi.
Oysa Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının siyasetten gelme olmasını, devleti bilmesi gerektiğini söylemişti. Oysa Akşener, “isimsiz” bir cumhurbaşkanı adayı önerdi.
İTTİFAK SAĞLANAMIYOR
Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı ortaklarının ortak aday göstermesi koşuluyla aday olmak isteyeceğini söylemişti. Akşener’in açıklamasına, Temel Karamollaoğlu’nun itirazına, Ahmet Davutoğlu’nun beyanlarına bakınca Kılıçdaroğlu ismi üzerinde ittifak olmadığını rahatça söyleyebiliriz.
Demem o ki The Economist bu manşeti atarken biraz acele etmiş.
İMAMOĞLU’NU ÇİZDİ Mİ?
Akşener’in bu hamlesi iki tarafı keskin bıçak gibi. Nasıl? Ekrem İmamoğlu’nu İkinci Fatih ilan eden Meral Akşener’in güçlü desteği biliniyordu. Ancak bu “isimsiz aday” tarifi İmamoğlu’na da uymuyor. Akşener’in bu açıklamasını görünce yoksa İmamoğlu’nu da çizdi mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü Meral Akşener’in isimsiz cumhurbaşkanı adayı tarifi ile yeni bir durum ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu ile seçimin kazanılmayacağına inandığı için Akşener’in, Kılıçdaroğlu’nu istemediği belli ama kimi istediği konusunda kafam karıştı.
ANTALYA IN, DAVOS OUT
DÜNYANIN ya da ülkelerin kaderlerini belirleyen anlaşmalar, imzalandığı yerlerin adıyla anılır. Lozan, Paris, Cenevre, Londra, Zürih, Versay, Montrö gibi. Bir de uluslararası konferanslara ev sahipliği yapan yerler vardır. Son zamanlarda dünya ekonomik forumunun toplandığı Davos gözdeydi. Bizim gündemimize Özal’la birlikte girmişti. Erdoğan’ın, “One minute” çektiği, “Bir daha Davos’a gelmem” diyerek terk ettiği yerdi Davos...
Ama son dönemlerde Davos eski cazibesini yitirmeye başladı. Hatta dünyanın savaşlarla, mülteci sorunlarıyla boğuştuğu, pandemi sürecinde hayatın durduğu bir dönemde Davos, fazla naif kalmakla eleştirilmeye başlamıştı.
DİPLOMASİNİN NABZI ATTI
* Tam da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın patlak verdiği bir sırada yapılan Antalya Diplomasi Forumu ise müthiş bir ilgi gördü. Zamanlaması da gündemi de yüzde yüz isabetli olunca diplomasinin nabzı Antalya’da attı.
* Böyle olunca dünyanın gözü Çavuşoğlu başkanlığında yapılan Lavrov ve Kuleba’nın görüşmesine çevrildi.
- Aynı zamanda Karabağ Savaşı’ndan sonra Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın da katıldığı bir forum olması açısından dikkat çekti.
ERDOĞAN’DAN ÇARPICI MESAJLAR
* Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mesajlar çok önemliydi. “Dünya beşten büyüktür” diyerek BM Güvenlik Konseyi’nin yapısına isyan eden Erdoğan, “Güvenlik Konseyi sistemi iflas bayrağını çekmiştir” dedi.
* Dünyanın yüzde 40’ının temsil edildiği Rusya-Ukrayna Savaşı gibi, Ukrayna’dan kaçan sivillerin durumu gibi, Lavrov-Kuleba Zirvesi gibi, Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın katılımı gibi dünyanın en önemli sorunlarına ev sahipliği yapan Antalya Diplomasi Forumu gerçeklerin konuşulduğu bir zemin olması hasebiyle fantezilerin ele alındığı Davos’tan daha etkili oldu.
TAM PUAN ALDI
* Obama ve Putin’in buluştuğu G-20 zirvesine ev sahipliği ile tam puan alan Antalya bu kez de Antalya Diplomasi Forumu ile dünya çapında bir marka oldu. Dünya Lideri olan Erdoğan’a ve çok tecrübeli bir Dışişleri Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu’na Antalya Diplomasi Forumu’nu düzenlemek yakıştı. Emeği geçenleri yürekten tebrik ediyorum.
ERDOĞAN’DAN SAĞLIKÇILARA MÜJDE VAR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın doktorlarla ilgili sözleri burukluğa neden olmuştu. Pandemi sürecinin yükünü omuzlarında taşıyan sağlıkçılarımızı alkışlamıştık. Hekimlerimizi alkışlamaya devam ediyorum. Çünkü dünyanın en başarılı sağlıkçılarına sahibiz. Onlar her türlü takdiri hak ediyor. Ama sadece alkışlamak yetmez. Çünkü dünya çapında bir başarıya sahip olan hekimlerimizin gelirleri aynı şekilde değil. Aldıkları ücretler onların hak ettikleri ücretler değil. Zaten çok yoğun çalışıyorlar. Bir de maaşları yetersiz olunca son dönemlerde başta Almanya olmak üzere ciddi bir hekim göçü söz konusu. Bu kanamayı durdurmalıyız. Onun yolu da sağlıkçıların maaşlarına adam akıllı bir düzenleme yapmaktan geçiyor.
ÜÇ MÜJDE
Bugün sağlıkçılarımız 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan sağlıkçılarımızın uzun süredir beklediği konularda açıklamalar yapacak.
MAAŞLAR
1. Hekim maaşlarıyla ilgili bir düzenleme vardı. Sağlıkçıların arasında adaletsizliğe yol açar kaygısıyla geri çekilmişti. Yeniden düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlıkçıların maaşlarında yapılacak düzenlemeye ilişkin müjde vermesi bekleniyor.
ŞİDDETE KARŞI ÖNLEMLER
2. Sağlıkçıların en ciddi sorunlarından biri maruz kaldıkları şiddet olayları. Sağlıkçılara saldırıyı dünyanın en vahşi saldırılarından biri olarak görüyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ortak bir çalışma yaptılar. Bu konudaki düzenleme Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacak.
MALPRAKTİS DAVALARI
3. Sağlıkçıların en önemli sorunlarından biri tıbbi hatalardan dolayı açılan malpraktis davaları. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hekimler de hâkimler gibi korunacak” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda önemli açıklamalar yapacak. Sağlıkçılarla ilgili davalara artık ihtisas mahkemeleri bakacak. Tazminat cezalarını ise sağlıkçılar değil, devlet üstlenecek.
JESTE İHTİYAÇ VAR
Bunlar önemli ve kalıcı düzenlemeler. İşin yasal ya da maddi boyutları. Ama bir de Erdoğan’ın, “Giderlerse gitsinler” çıkışından sonra sağlıkçıların gönüllerini alacak bir jestine ihtiyaç var.
Yorum Yazın