CHP ile İYİ Parti, Millet İttifakı ortağı. Kılıçdaroğlu ile Akşener, Millet İttifakı’nın liderleri. Aralarında bir uyum olduğu gözlense de içten içe büyük bir rekabet yaşanıyor.
İki parti arasındaki rekabet birkaç konuda kendini iyice hissettirmeye başladı.
1- CHP ile İYİ Parti arasında, Millet İttifakı’nın birinci partisi olma yarışı yaşanıyor. CHP’nin oy oranı yüzde 25 civarında. İYİ Parti’nin oyları ise yükselişte. İYİ Parti yetkilileri, CHP’nin oy oranının yüzde 25’in üzerine çıkmayacağını ama İYİ Parti’nin büyüyebileceğini savunuyorlar. Hatta Meral Akşener’in başbakanlığa talip olmasının da bu stratejinin sonucu olduğunu söylüyorlar.
2- İYİ Parti ile CHP arasında cumhurbaşkanlığı konusunda da bir rekabet yaşanıyor. Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı desteklerken, CHP’de Kılıçdaroğlu sesleri yükseliyor. İYİ Parti’nin etkili isimlerinden Koray Aydın, Kılıçdaroğlu’na, “İdealist davranmalı, nefis zamanı değil” mesajını verdi. Kazanma ihtimali olmayan adaya evet demeyeceklerini açıkladı.
3- İYİ Parti, ortak miting teklifini CHP’nin gölgesine girmemek için kabul etmedi. CHP’nin, muhalefetin büyük ağabeyi olarak hareket etmesinden dolayı rahatsız olduklarını belirttiler. CHP’nin, “İktidarda AK Parti, muhalefette CHP var. Bir de diğerleri şeklindeki yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Biz eşit partiler olarak masaya oturmak istiyoruz” diyorlar.
4- CHP ile İYİ Parti arasındaki rekabet Ankara’da billboardlara da yansıdı. Meral Akşener’in fotoğrafları billboardları süslerken, CHP, Kılıçdaroğlu’nun afişleriyle yanıt verdi. Öyle ki bir hafta Akşener, bir hafta Kılıçdaroğlu billboardlarda yer aldı. Millet İttifakı’nın adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan Mansur Yavaş ise iki partinin arasında kaldı. Şu anda iki lider, başkentteki billboardlarda kıyasıya bir rekabet sergiliyorlar.
GENÇLERİN MESLEK SAHİBİ OLMASI VE İŞ SORUNU
GÜNE Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’le benim için ayrı bir anlamı olan bir ziyaretle başladık.
Ankara’daki Altındağ Teknik ve Anadolu Meslek Lisesi’ni ziyaret ettik. Atölyeleri gezdik. Öğrencilerle sohbet ettik. Kütüphane açılışını yaptık. Sonra ‘Mesleki ve Teknik Eğitim’ üzerine sohbet ettik.
Hemen başta benim için bu ziyaretin neden bu kadar anlamlı olduğunu söyleyeyim. Çünkü ben de teknik okulda okudum. Üniversite eğitimimi metalürji üzerine yaptım. Atölyede çalışan, üretim yapan öğrencilerin hepsinde kendimi gördüm. Sırtıma iş önlüğünü geçirip atölyede çalıştığım günlerimi yeniden yaşadım. Ziyaretimizi kütüphane açılışı ile taçlandırmak ise çok güzel bir duyguydu.
SOSYAL BOYUTU
Milli Eğitim Bakanı öğrencilerle sohbet ederken onlara, “Döner sermayede çalışıyor musun? Aylık ne kadar eline geçiyor” diye sormasının nedenini daha sonra anladım. Teknik ve Anadolu Meslek liselerinde dezenfektan ve maskeden başlayıp okulların masası, sırası, kütüphanesi, dolabı, deney aletleri, CNC tezgâhları hatta havacılık sektörümüz için önemli olan simülatörler bu okullarda üretiliyor. Hızlı test kiti üretmişler, Sağlık Bakanlığı’ndan onay bekliyorlar. 10 ayda 540 milyon döner sermaye geliri elde edilmiş, yılsonu hedefi 800 milyon dolar. Fabrika okullar bunlar. Peki öğrencilerin bunda ne yararı var? Onlar hem iş öğreniyor hem de gelir elde ediyorlar. Döner sermayeden öğrencilerin eline aylık ortalama 1500 lira geçiyormuş. Bazı dönemler bu miktar daha artmış. Öyle ki pandemi sürecinde aile büyükleri çalışamayınca evlere çocukların kazancı girmiş.
Ziyaret ettiğimiz okul Altındağ semtindeydi. Çinçin gibi dezavantajlı bir bölgedeydi. Bu çocuklar hem okuyup hem kazandığı para ile aile bütçesine katkı yapıyorlar. Ayrıca suç oranının yüksek olduğu Çinçin’de bunun bir de sosyolojik boyutu var. O çocuklar suça değil, meslek öğrenmeye ve aile bütçesine katkı yapmaya çalışıyorlar. Hepsinin gözünde o ışığı gördüm. Vahada açan çiçekler gibi pırıl pırıl çocuklardı.
Fotoğraf: Selahattin SÖNMEZ/ANKARA
ÇARE, MESLEK SAHİBİ YAPMAK
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, teknik eğitimden gelen birisi. Akademik kariyerini de teknik ve mesleki eğitim üzerine yapmış. Bakanlıktaki önceliği de gençlerimizi meslek sahibi yapmak, sanayinin aradığı ara insan ihtiyacı ile okulları entegre etmek. Sektörün ihtiyacına göre teknik eleman yetiştirmek. Bu çok önemli bir nokta.
Bir yanda mesleği olan
elemana ihtiyacı olan sektörler, diğer yanda iş arayan gençler var. Sektörün ihtiyacı olan alanlarda meslek sahibi yapıp iş bulmasını sağlamak. Mesleki Eğitim Merkezi mezunlarının istihdam oranının yüzde 88 olduğunu söylersem bunun ne kadar doğru bir tercih olduğu anlaşılır.
Milli Eğitim Bakanı, Mesleki Eğitim Merkezleri’nin sayısını arttırmayı hedefliyor. 1 milyon öğrenciye ulaşma hedefi var. Ama artık binalar yapılmayacak. Sektörün ihtiyacına göre ve sektörün bünyesinde mobil mesleki eğitim merkezleri kurulacak.
KÜTÜPHANESİZ OKUL KALMAYACAK
Teknik eğitim söz konusu olunca bir an coştum. Genç işsizler ve mesleksiz gençlik sorununu çözmek için mesleki ve teknik eğitim desteklenmeli.
Ha açılışını yaptığımız kütüphaneye gelince...
Kitaplar gülüyordu adeta. Milli Eğitim Bakanı yıl sonuna kadar kütüphanesi olmayan okul kalmayacağını söyledi.
Yorum Yazın