Türkiye'nin en büyük yatırımlarından biri olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin dördüncü ve son reaktörünün de temeli atıldı. 2023 yılında birinci reaktörden elektrik üretimine başlanacak. 4 reaktör de devreye girerse İstanbul'un elektrik talebinin neredeyse tamamı karşılanabilecek. Dünya enerji konusunda çok büyük bir kriz yaşarken Türkiye'nin "enerjide bağımsızlık yolunda" böyle adımlar atması çok önemli.
Türkiye'nin nükleer enerji macerası 1960'lı yıllara dayanır. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun 1980'li yılarda nükleer enerji konusunda attığı tüm adımlar bürokratik engellere takıldı. 2007 yılında AK Parti iktidarı döneminde çıkarılan "Nükleer Enerji Yasası", dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto engeline takıldı. 2010 yılında kurulan Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi ile nükleer enerji konusunda ilk somut adım atılmış oldu.
AK Parti iktidarının 2023 sonrasında iki nükleer santral konusunda da önemli adımlar attığını biliyoruz. Türkiye'yi yönetmeye talip olan 6'lı masanın birçok konuda olduğu gibi "enerji bağımsızlığı" konusunda ne düşündüğünü bilmiyoruz. Engel olmasınlar yeter.
YUNANİSTAN'IN GÖZÜ DOYMUYOR
Amerika ile Yunanistan, Türkiye'yi tahrik etmek için çeşitli fırsatları değerlendiriyor. Yunanistan Savunma Bakanı, ABD Dışişleri Bakanı ile birlikte F-35 uçakları önünde poz verdiler. Yani Yunanistan'ın bu uçakları alacağı kesinleşti. Bilindiği gibi Türkiye "F-35 projesi" için 1.5 milyar dolar ödemişti. Amerika bu parayı yok saydı ve Türkiye'ye F-35 verilmeyeceğini söyledi. F-16 konusu da hâlâ Kongre'de onay bekliyor.
Benim anlamadığım bir şey var. Dünyada tek silah üreten ülke ABD değil. Örneğin Türkiye, hava savunma sistemi olan S-400'ü Rusya'dan aldı. Eğer ABD, uçak vermemek için daha fazla diretirse Türkiye, Rusya'dan veya başka ülkelerden alternatif uçaklara yönelebilir. Mesela, Rusya'nın SU-57'leri hem daha ucuz, hem manevra kabiliyeti daha fazla, hem menzili daha uzun, hem de yük taşıma kapasitesi daha fazla.
Geçici çözüm olarak Avrupa Birliği'nin ürettiği ve şu an İngiltere envanterinde olan olan "Eurofighter" uçakları da masada. Zaten öğrendik ki başkası tarafından üretilmiş hiçbir silah gerçek savaşta kullanılamıyor. Yani dışarıdan uçak alımlarına engel geldikçe "milli muharip uçak" projemiz hızlanıyor.
Yeni dünyada, eğer bir ülke her konuda kendine yetmiyorsa yaşaması çok zorlaştı. En önemli konu "askeri olarak yeterlilik". Bunu daha sonra sırasıyla "enerji, gıda, su ve teknoloji" gibi alanlar takip ediyor. Biz de Türkiye olarak bu yolda hızla ilerliyoruz.
BİDEN'IN AKIL SAĞLIĞI
CIA Direktörü ve eski Moskova Büyükelçisi William Burns, Rus lider Putin'in hasta olduğuna dair tüm haberleri yalanladı. Hatta "fazla sağlıklı" diye şaka bile yaptı. Savaş başladığından beri "Putin hasta, öldü ölecek" haberleri gündemden düşmüyordu. Bu arada ilginç bir şey oldu: Amerikan Başkanı Biden, kanser olduğunu bir konuşmasında itiraf etti. Bu itirafın planlı olup olmadığı ve bahsettiği kanserin eski mi yeni mi olduğu henüz belli değil. Böylece Biden'ın kanser değilse bile akli melekelerinin yerinde olmadığı kesinleşti. Anlayacağınız, Amerika karıştıkça karışıyor ve bu karmaşa tüm dünyayı vuruyor.
Yorum Yazın