Terör ve şiddete bulaşmadığı sürece demokratik eylem haktır.
Marjinal grupların sızmasına rağmen Akbelen’deki eyleme de o gözle baktım. Ta ki PKK liderlerinden Duran Kalkan, Akbelen’i selamlayana kadar. PKK, Akbelen’den bir Gezi eylemi çıkarma hedefini ortaya koyana dek.
Gezi 28 Mayıs’ta başlamıştı. 3 Haziran’a kadar bir çevre eylemi havasındaydı. FETÖ’cü teröristlerin çadırları yakma provokasyonu, marjinal grupların Gezi’nin kontrolünü ellerine geçirmeleri, terör örgütlerinin geziyi kullanma çabalarıyla birlikte, Gezi çevre eylemi olmaktan çıkıp bir kalkışma girişimine dönüştü.
AKBELEN TEPKİ GÖSTERMELİ
Duran Kalkan, PKK lekesini Akbelen’e sürmeye çalışıyor. Akbelen eylemcileri eğer gerçekten ağaçların kesilmesine karşıysa PKK’ya karşı çıkmaları gerekiyor. Ormanları yakan terör örgütü PKK’ya tepki göstermeleri gerekiyor. Duran Kalkan’a, “Sen eli kanlı bir teröristsin. Biz PKK’ya da, PKK terörüne de karşıyız. Bizim eylemimizi kirletmene izin vermeyiz” demelerini bekliyorum. Ama PKK’ya ses çıkarmazlarsa, eylemlerinin üzerine PKK gölgesinin düşmesine engel olamazlar.
GEZİ NEYİ DEĞİŞTİRDİ
Duran Kalkan Gezi’yi kutsamaya çalışıyor ama Gezi Türkiye’ye pahalıya mal oldu. Gezi olayları 28 Mayıs 2013’te başladı. Niye mayıs ayı? Çünkü mayıs ayında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün, Akkuyu Nükleer santralının temeli atılmıştı. Türkiye’ye nazar boncuğu takılması gereken bir aydı mayıs ayı.
Peki Gezi olayları başladığında ekonomik göstergelerimiz ne durumdaydı? Metin Toker, Demokrat Parti’nin ilk dönemini anlattığı kitabına, “DP’nin altın yılları” ismini vermişti. 2013 de Türkiye’nin altın yıllarıydı.
DEMİREL TAKE-OFF NOKTASI
Demirel, 12 Mart’a giden yılları anlatırken, “1965’te AP tek başına iktidar olmuştu. Yüzde 5 enflasyon, yüzde 7 büyüme vardı. Uçak pistten tekeri kesip, burnunu havaya kaldıracaktı. Türkiye makus talihini yenecekti. Türkiye tam Take-Off noktasına gelince 12 Mart müdahalesi ile bunun önünü kestiler. Ne zaman Türkiye Take-Off noktasına gelir, müdahale ederler” demişti.
Gezi olayları da tam Türkiye’nin Take Off noktasına geldiği bir anda patlak verdi.
2001- 2013 ARASI GÖSTERGELER
Tüm göstergeler iyiydi. Enflasyon tek haneye inmişti. Türkiye uzun süreli bir istikrarı yakalamıştı.
2001 yılında GSMH 197 milyar dolar, kişi başına milli gelir 3 bin 83 dolardı. Yıllık enflasyon yüzde 68.5, faiz oranı ise yüzde 70’ti. Dolar kuru 1.58 TL’ydi. 2001-2013 arasında Türkiye 5 kat büyüdü. 2013 yılında GSMH 951 milyar dolar, kişi başına milli gelir 12 bin 480 dolar, yıllık enflasyon 7.4, faiz oranı yüzde 4.75, dolar 1.70 seviyesindeydi. Bugün hâlâ o rakamları yakalayamıyoruz.
Gezi’nin Türkiye’ye faturası 200 milyar dolar oldu deniliyor. Ama bence Gezi bir kırılma oldu. Gezi’yle girdiğimiz karanlık tünelden 17-25 Aralık ve sonunda 15 Temmuz darbe girişimi ile çıktık.
GEZİCİLERİN ŞARTLARI
Gezi adına oluşturulan Taksim Platformu’nun Başbakan vekili Bülent Arınç’la görüşmelerinde bulundukları talepler bunu anlatmaya yetiyor.
1- Başta üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, Kanal İstanbul ve HES’lerin durdurulması
2- Savaş siyasetine karşı duruşun, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakâr erkek politikalarına karşı yükselen sesin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelenin önündeki engellerin kaldırılması
Bunun çevreyle, yeşille ne ilgisi var?
Akbelen eylemcileri bu tuzağa düşmemeli, PKK’nın hevesini kursağında bırakmalı.
EMİNE ERDOĞAN LİDER EŞLERİNİ İSTANBUL’DA TOPLAYACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan hanımefendinin düzenlediği “Geçmişten Günümüze Kültürel Diplomasi” toplantısı için Çankaya Köşkü’ndeydim. Kadın büyükelçiler ile büyükelçi eşlerinin katıldığı toplantıda masada kendimi bir an Çankaya Köşkü’nü ilk olarak gazetecilere gezdirdikleri günü anlatırken buldum. Tabii haliyle kaç yılıydı, kaç yaşındaydınız gibi sorularla karşılaştım. Anılara dalınca yaşlandığımı hatırladım. Sözü bu salonların dili olsa da anlatsa, 28 Şubat resepsiyonlarında nelere tanıklık ettiler diye çevirdim.
İNSANİ DİPLOMASİ ÖRNEKLERİ
Emine hanım kültürel ve insani diplomaside dünyadaki öncü isimlerden birisi.
* Myanmar’da ölüm ve açlık tehlikesi ile karşı karşıya olan Arakan Müslümanlarını ziyaret ederek onların dramlarını dünya gündemine taşımasını
* Rusya-Ukrayna savaşının acı bilançosu olan Ukraynalı 772 yetim çocuğu Türkiye’ye getirdiğini de hatırlatmasam haksızlık olur.
* Mülteci kamplarında fotoğraf çektirip, karabatak kuşları ile duyarlılık kasanların aksine Emine Erdoğan insani diplomasiye yüreğini koyuyor.
* Kültürel diplomasi temalı konuşmasında “Mazlum coğrafyaya umut olmaya devam edeceğiz” dedi. Büyükelçi ve eşlerine “Barış ve iyilik neferlerimizsiniz” diye seslendi. “Tek sermayemiz hayırseverliğimiz değil, dünyanın dertlerine deva olabilecek bir medeniyet tarihine sahibiz” vurgusu önemliydi.
Türkiye hâlâ bu misyonu sürdüren ülkelerden biri. Örneğin Rusya ile Ukrayna arasındaki tahıl koridorunda olduğu gibi.
DÜNYANIN GÖZÜ İSTANBUL’DA OLACAK
* Sıfır Atık projesini küresel bir duyarlılığa dönüştürmeyi başardı. BM Genel Sekreteri Guterres ile birlikte küresel Sıfır Atık Niyet Beyanı’nı imzalayıp, BM’de Sıfır Atık Özel Oturumu’nda konuşma yapmıştı.
Bir de “BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu” oluşturuldu. Danışma Kurulu’nda BM Genel Sekreter Yardımcısı Guy Bernard Ryde, Surinam Devlet Başkanı’nın eşi Melissa Santokhi, Sierra Leone Devlet Başkanı’nın eşi Fatima Maada gibi isimler yer alıyor. Emine Erdoğan, dünyanın 12 ülkesinden önemli isimlerin yer aldığı Danışma Kurulu’nun ilk yüz yüze toplantısını 31 Ekim’de İstanbul’da yapacağını açıkladı. Dünyanın çevre sorunları ile boğuştuğu bir dönemde Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli bir toplantı olacak.
AK PARTİ MERKEZE GELİYOR
Emine Erdoğan’ın 100. yılında 29 Ekim’e yaptığı özel vurgu dikkatimi çekti. “29 Ekim etkinliklerinin kültürel, sanatsal ve edebi hazinemizi sergileyecek, kutlu bir şölene dönüşmesini hedefliyoruz” dedi. Peki burada benim dikkatimi çeken neydi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanınca 28 Mayıs’ta Külliye’ye Türk bayrağının yanı sıra Atatürk posteri asılmıştı. Ermeni lobisinin baskısıyla Atatürk dizisini yayınlamaktan vazgeçen Disney’e en sert tepki AK Parti’den gelmişti. Atatürk’ün koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu hâlâ tepki göstermediği halde ilk çıkışı AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik yapmıştı. Emine Hanım’ın 29 Ekim vurgusu bir süredir gözlemlediğim AK Parti’nin merkez parti olma çabasının bir göstergesi olması nedeniyle dikkatimi çekti.
Yorum Yazın