Kılıçdaroğlu kendi kendine paye vermiş. Madalya da takabilirdi. Ama şimdilik lakap takmakla yetinmiş. Gençlerin demokratik amcasıymış. Buradan bir algı çalışması yürütebileceğini sanıyor. Bütün siyasetini ajansa emanet etmek böyle bir şey. Zırvalardan seçmeler. Halbuki kavram bütün yapaylığıyla karşımızda sırıtıyor.
Sosyal bilimlerle azıcık uğraşmış kişiler kimliğin alınmadığını, verildiğini bilir. Siz kendinizi Superman olarak görseniz bile sizin kendinizi nasıl gördüğünüzün bir anlamı yoktur. Yaptığınız iş, kişilik bozukluğundan öteye gitmez. Kimlik, toplumsal süreçlerin içerisinde sizin ötekiyle girdiğiniz ilişki üzerinden inşa edilir. O zaman sahici bir karşılığı olur.
Mesela, Demirel "Bana bundan sonra 'Baba' deyin" diye ısrar etmedi. Ama toplumun bir kısmı ona "Baba" lakabını uygun gördüğü için toplumun diğer kısımlarına da saçma gelmedi. Ve imaj zamanla oturdu. Veya "Karaoğlan efsanesi"ni düşünün. Toplumun içerisinden süzülüp geldi. Siz benimsersiniz veya benimsemezsiniz. Ama toplumda bir karşılığı vardır.
Ama Kılıçdaroğlu, top oynarken kendini "Messi" diye anlatan çocuğun haline bürünmüş. Bir yanıyla çocukça, bir yanıyla da uydurma. Kemal Bey'in demokratik siyasetle ilgili ortada ne bir başarısı var ne de bir hikâyesi. Aksine partiyi demir yumrukla idare ettiğini herkes biliyor. Kendine sorun çıkardığını düşündüğü kim varsa teker teker partiden tasfiye etmiş. Şimdi bana "Demokrat amca deyin" diyor. Teşekkürler. Biz almayalım. Bu algı çalışması da ancak çakma "Gandi" çalışması kadar tutar.
NEDİR BU 'Z KUŞAĞI'?
Aklı sıra "Z kuşağı"nı tavlayacakmış. Onlara sevimli görünmek için bir imaj çalışması yapıyormuş. İnsanlar kendi ürettikleri yalana kendileri inanmakta pek başarılı.
Muhalifler nedense her kuşağın toplu halde kendilerine oy vereceğini hayal etmekten hiç bıkmadı. En son örneğini "Y kuşağı" safsatasında görmüştük. Gezi olayları olunca "Yeni bir gençlik geliyor ve hepsi muhalif" deniyordu. Ama yine AK Parti kazandı. Hem de defalarca.
Yine azıcık siyasetten anlayanlar bilir ki, kuşak siyasetinin seçmen davranışına etkisi yoktur. Çoğu dönem gençlerin daha ateşli olduğu veya önceki kuşaklardan daha farklı düşündüğü söylenir. Hele de bu yeni kuşağın bir kısmı 68'de olduğu gibi çok görünür ve gürültü çıkarır hale geldiğinde onların siyasi eylemleri tüm kuşağa mal edilmeye çalışılır.
Halbuki her kuşağın içinde milliyetçi de vardır, liberal de vardır. Kimi solcudur, kimi sağcı. 60'lı yıllarda da sağcı gençler vardı ve hatta çoğunluktaydı. Ama anarşiye bulaşmadıkları için haber değerleri yoktu. Gezi olayları sırasında da evinde bekleyen yüzde ellilik bir "Y kuşağı" vardı. Şimdi aynı durum "Z kuşağı" dedikleri nesilde de var. Bunu yakında yeniden göreceğiz.
Kavram çok kullanılıyor ama üzerine yapılmış aklı başında bir çalışma ben görmedim. Bir yalanın peşine takıldılar. Gençlere uymayan bir muhaliflik yaftası giydiriyorlar. Sonra da o yafta üzerinden seçim kampanyası yürütecekler. Allah akıl fikir versin.
Yorum Yazın