Aslında on tane soruya falan çok gerek yok. Tek bir tanesi yeterli. Onu da Cumhurbaşkanı Erdoğan sordu. "Aday mısın?"
Öyle ya! Lafı eğip bükmenin anlamı yok.
Muhalefet partisi olarak "iktidar gitsin, göreve biz gelelim" diyorsunuz.
Oy almak için de vatandaşı ikna etmeniz gerekecek.
Daha iyisini yapacağınızı anlatmanız lazım.
Mesela planlarınızı açıklarsınız.
Temel ilkelerinizi sıralarsınız.
Vaatlerinizi verirsiniz.
Kadrolarınızı tanıtırsınız.
Vatandaş da size teveccüh ederse iktidara gelirsiniz.
Ancak bütün bahsi geçenleri yapmak için öncelikle ortaya bir aday ismi koymanız lazım.
Siyaset öyle ya da böyle isimler üzerinden somut bir hal alır.
İnsanlar o isme baktıklarında neye oy vereceklerini de kestirmeye çalışır.
Ortada bir isim yoksa, zaten ne plan vardır ne de vaatler anlam kazanır.
Belki de işte bu yüzden muhalefet bir adım ileri gidemiyor.
Seçmenler arasında kararsızların sayısı artıyor olsa da muhalefete gitme eğilimi gösterse bile ortada bir isim bile yoksa neden gitsin o tarafa?
Bu siyasetin özellikle Türkiye'de en temel ilkelerinden biridir.
Ancak yıllar boyu siyaset üretmek yerine Erdoğan düşmanlığı siperine yatanların böyle bir kaygısı olduğunu artık düşünmüyoruz.
Mesela ekonomiye dair bir plan varsa bu planın da en basitinden bir muhtemel faili olması gerekir.
Yoksa inandırıcı olmasını kimse beklemez.
İşte bu nedenle uzun yıllardır muhalefet vatandaş nezdinde bir arpa boyu yol gidemiyor.
Tüm siyaseti toplantılardan, masalardan ve dizaynlardan ibaret hale getirdiler.
Ortada gerçek bir lider olmadığı için parti içi veya ittifak içi çekişmelerle günleri geçiyor.
O nedenle biz önümüzdeki günlerde çok daha fazla çekişme görebiliriz.
Dönüp dolaşıp bütün hikâye aynı noktaya geliyor.
Ortada gerçek bir lider olmadığı için bunca şamata çıkıyor.
Bunca şamatanın içinden de güçlü bir aday çıkması imkansıza yakın.
Muhalefetin kısır döngüsü budur.
O nedenle Erdoğan en anlamlı noktaya parmak bastı.
Aday mısın sorusunu biraz açacak olursak karşımıza şunlara çıkar.
Eveleyip gevelemeyi bırak.
Var mısın yok musun?
Yoksan niye konuşuyorsun?
Kimin adına konuşuyorsun?
Rakip misin?
Değil misin?
Onu bile bilmiyoruz.
Böyle siyaset olur mu?
Yorum Yazın