Hamas’ın bir gün aniden İsrail’e saldırması, saldırı üzerine ABD’nin İsrail’e sınırsız ve sonsuz destek açıklaması yapması, ABD’nin dünyanın en büyük iki uçak gemisini Akdeniz’e göndermesi, İngilizler’in bir uçak gemisi ile yerlerini alması, ABD ve İsrail’in ortak savaş kabinesi toplantıları yapması, Blinken’ın, “Bir Yahudi olarak buradayım” diyerek İsrail’e koşması, Netanyahu’ya uzun süre randevu vermeyen Biden’ın, İsrail’e destek için Tel Aviv’e gitmesi...
Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, bütün bunlar daha önceden hazırlanmış büyük bir planın varlığını ortaya koyuyor.
KRİZLER SİYASETİ
Hamas’ın 7 Ekim günü İsrail topraklarına yaptığı saldırı bu işin düğmesine basmak olmuş.
ABD ve İsrail’in tarihinde bunun birçok örneği var. ABD dünyayı, İsrail Filistin’i hep krizler üzerinden dizayn etti. Haritalar hep saldırılar üzerinden değişti.
İngilizler, ABD’yi Pearl Harbor baskınıyla İkinci Dünya Savaşı’nın içine çektiler. 11 Eylül saldırısı ile ABD, Irak ve Afganistan’ı işgal etti. İsrail, Filistin haritasını ise 1967’deki Altı Gün Savaşları ve 1973 Yom Kippur Savaşı ile değiştirdi.
Şimdi yeni bir planla karşı karşıyayız.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Hamas saldırısının hemen ardından bölge ülkeleriyle yürüttüğü arka kapı diplomasisinde bu planı sundu.
PLAN NEYDİ
Peki neydi bu plan?
İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi, “Gazze asla eskisi gibi olmayacak” diye bunun ilk ipucunu verdi.
İsrail Savunma Bakanı Galant ise, planı kademeli olarak paylaştı.
1- İsrail ilk aşamada Gazze’deki Hamas yöneticilerini öldürmeyi planlıyor.
Ama Hamas yöneticilerini değil yeni doğmuş bebekleri, savunmasız kadınları ve masum insanları öldürüyor
2- İkinci aşama Hamas’ın kullandığı altyapıya zarar vermek. Bunun başında Gazze’nin altındaki tüneller geliyor.
3- Son aşama ise, Gazze şeridinde yeni bir güvenlik rejiminin kurulması. Gazze’yi Hamas’ın yönetiminden çıkarıp yeni bir rejimin inşası.
Ağızlarının içinde bir şey dolaştırıyorlar ama yeni rejimin inşası işgal mi yoksa hem işgal hem ilhak mı olacak. O net değil.
PLANIN ÖZÜ
ABD, 11 Eylül’ün ardından Ortadoğu’ya demokrasi getireceğini söylemişti. Ortadoğu’yu işgallerle, iç savaşla cehenneme çevirdiler.
Şimdi ise Hamas’sız, Gazze’lilerin yarısının Mısır ve Ürdün’e sürüldüğü, rejiminin değiştirildiği, tampon bölgelerin kurulduğu bir Gazze’nin peşindeler.
PLAN DARBE YEDİ
ABD-İsrail yapımı Filistin’siz Gazze planı masaya gelmeden darbe yedi.
1- Planı Arap ülkeleriyle müzakere eden ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail’e indiğinde, “Bir Yahudi olarak buradayım” diyerek taraf olduğunu ortaya koydu. Tarafsız rolünü kaybetti. Plan ilk darbeyi burada yedi.
Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed Bin Selman tarafından bir gece bekletildikten sonra görüşüldü. Mısır Devlet Başkanı Sisi ise, “Yahudi olduğunuzu söylediniz. Ben Mısır’da Yahudilerin yanında büyümüş bir Mısırlı’yım. Hiçbir zaman herhangi bir baskıya, hedef göstermeye maruz kalmadılar ve bölgemizde Yahudilerin hedef alınması da hiçbir zaman yaşanmadı” diye ayar verdi.
Blinken’a ilk tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Karşındakiler, ‘Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum’ derse ne diyeceksin?” diye sormuş, “İnsan sıfatıyla yaklaşacaksın” diye uyarmıştı.
MAHMUD ABBAS’IN TAVRI
2- Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in tüm baskılarına rağmen topraklarından ayrılmayacaklarını açıkladı. “Zorluklar ne olursa olsun topraklarımızda kalacağız” dedi.
SİSİ PLANI DEŞİFRE ETTİ
3- Plana en net tepki Mısır Devlet Başkanı Sisi’den geldi.
Sisi iki aşamalı planı ifşa etti.
- Batı Şeria’daki Filistinliler’in Ürdün’e gönderilmesi
- Gazze’deki Filistinlilerin, Mısır’a gönderilmesi. Sina Çölü’ne yerleştirilmeleri.
PLAN İKİ AYAKLI
Sisi’nin duruşuna burada ayrı bir yer ayırmak gerekiyor. Sisi, iki ayaklı planı ilk kez bu kadar net ve iki yönlü olarak ortaya koydu.
‘Gazze halkının Mısır’a kitlesel göçe zorlanması’ planını, Batı Şeria’daki Filistinliler’in Ürdün’e gönderilmesi planının ilk adımı olarak nitelendirdi.
“Gazzelileri, Mısır’a gitmeye zorlama fikri, İsrail tarafından işgal edilen Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler’in de benzer şekilde yerlerinden edilmesine yol açacak ve bu bir Filistin devletinin kurulmasını imkânsız hale getirecektir” dedi.
BIDEN’LA TOPLANTININ İPTAL EDİLMESİ
4- ABD Başkanı Biden, İsrail’i ziyaretinden sonra Ürdün’e geçerek Mısır, Filistin ve Ürdün devlet başkanları ile bu planı müzakere edecekti. Daha doğrusu bu planı dayatacaktı. Ancak kanlı hastane katliamından sonra 4’lü toplantı iptal edildi.
Böylece plan Biden’ın çantasında kaldı.
TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜK PLANI
ABD-İsrail ortak yapımı olan Gazze planı; Ürdün, Mısır, Filistin ve Türkiye’nin çabalarıyla Biden’ın çantasından çıkamadı ama masadan kalkmış değil. O nedenle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıkladığı “garantörlük” modeli önemli. Çünkü savaş çıkıyor, İsrail katlediyor. Filistin önce can kaybediyor, sonra topraklarından oluyor. Türkiye bazı ülkelerin Filistin adına, bazı ülkelerin de İsrail adına garantör olmasını öneriyor. Böylece hem can kaybı hem Filistin’in toprak kaybı önlenmiş olacak.
Yorum Yazın