Çarşıya çıktım...
Ne göreyim!
6'lı Masa'nın "muhafazakâr" partileri ayrı kollardan esnaf gezisine çıkmışlar.
Bir parti bir kaldırımda, diğeri karşı kaldırımda...
Onlar çıktı, ben girdim kırtasiyeye...
"Ne anlattılar?" diye sordum; "SİHA'lara, İHA'lara dokunacağız" dediler mi?
Kasadaki bey gülmeye başladı.
"Mümkün mü?" diye cevapladı: "Öyle şeyler söyleseler, hemen kapıyı gösterirdim."
***
Diğer kaldırımda fırın var.
Tezgâhtaki genç simidimi paketlerken kendimi tutamayıp sordum: "Bizden olur almadan kimse kıpırdayamaz gibi şeyler söylediler mi?"
Genç adam utangaç biçimde güldü; "Oyalanıyorlar işte abi" dedi; "Halbuki bizim de, memleketin de uğraşacak başka işleri var."
Sokak sakin yani...
Uğraşacak çok işi gücü ve asla taviz vermeyeceği "milli" duruşu var. Net!
***
Bir iki saat sonra deniz havası almaya aşağıya, çay bahçesine indim...
Zamanında siyasette çok badireler atlatmış bir tanıdığım var, oradaydı; hani "Aileden CHP'liyiz" demeyi sevenlerden...
Akşener'in İmamoğlu'yla yan yana ve pek manidar afişlerini görmüş, dertlenmiş.
"İki otobüsü işletemeyen adamla seçime mi gideceğiz?" diye söylenmeye başladı.
Ankara'dan gelen haberleri anlattım.
Ama aklı "Kemal Bey ne yapacak?" noktasına takılı kalmış. "Ne yapacağını kulağına fısıldarlar" dedim, bozuldu.
"Berlin'le Londra kapışıyor, arada siz kalıyorsunuz işte!" diyecektim vazgeçtim.
"Kesin dışarısıyla göbek bağınızı, sonra siyaset konuşun!" demem daha doğru olurdu belki ama boş iş...
***
Dön baba dön, her seçimde aynı yere geliyorlar.
Doğrusu...
Gelmiyorlar, getiriliyorlar.
İçeride onları yönlendiren bir dinamik yok, "dışarısı" direktif vermeden hiçbir adım atmıyorlar.
***
İşte size içinde 6'lı Masa vesaire geçen ve üstelik gündelik hayatın ta kendisinden kaynaklanan bir yazı!..
Mikro siyasetin bu cephesinin Ankara'daki hali de, sokaklardaki hali de böyle...
Ben bu tiplere yoğunlaşan dikkatimize kızgınım, malum.
Çünkü onlar yüzünden "kendimizi" konuşamıyoruz.
Çok ciddi küresel ve bölgesel meseleler var; kapımızın eşiğinde bekliyorlar.
Buna ferdi kalite ve tasavvur olarak hazır mıyız?
Ama sokak bunun da farkında...
Emin olun!
***
NOT DEFTERİ
Sanki ruh, vücut mekanizmasını kandırıyordu: "İşleme, dur! Bu kadar çirkin hıyânetler gösteren bu dünya için çalışma!" (SAFİYE EROL / Ülker Fırtınası)
Yorum Yazın