ile kolay tabii. Bir çırpıda söyleniyor. Yazı ile de 3 kelime "beş yüz gün". Ama gelin görün ki bu süreyi kor gibi sıcakta, buz gibi soğukta, yağmurda, karda, ayazda Diyarbakır'da HDP il binası önünde geçiren, evlatlarını kandırıp ya da kaçırarak dağa çıkaran PKK'dan geri alabilmek için nöbet tutan annelere sorun! Çok şükür ki aslında terör artık bitme noktasında. Ülke sınırları içindeki terörist sayısı artık yüzlü rakamlarla ifade ediliyor. Ama terörle mücadele sadece güvenlik güçleriyle olmaz.
Siyasetçisi, STK'sı ve medya dahil toplumun tüm kesimleriyle topyekûn yapılır. "Benim teröristim iyidir" diyen bir siyaset anlayışı, vatana ihanetten başka bir şey de değildir. Çarşamba akşamı Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD) Medya Oscarları Ödül Töreni'nde konuşan Başkan Erdoğan, Diyarbakır Anneleri'nin eşsiz direnişi ve 40 yıllık terörle mücadelede geldiğimiz yeri öyle güzel anlattı ki:
"Bölücü örgüt, askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin ama en çok da Kürt kardeşlerimizin kanını dökerek varlığını sürdürdü. Baskıyla, tehditle, kandırarak dağa çıkardığı binlerce gencimizin kanından beslenen bu nebbaşlar, en büyük acıyı çocuklarını örgüte kaptıran analara yaşattı. Kendi evlatlarını Paris'e, Londra, Brüksel'e tatile gönderenler, analarından kopardıkları Kürt çocuklarını Kandil'e, Sincar'a, Suriye'ye ölüme yolladılar. Ama; ciğerparesine sarılmak isteyen bir ana yüreğini hiçbir tehdit korkutamaz, yıldıramaz. Çünkü anaların, evlatları için döktükleri her damla gözyaşında zalimi sarsan, zulmü deviren bir kuvvet vardır."
HDP... Orası Kandil!
O anneler ki; bu eylemleriyle, bu direnmeleriyle, bu çelik gibi iradeyle terörün çözüleceğini, yıllardır kapalı olan o kapıların açılacağını ve evlatlarına kavuşacaklarını gördüler, gösterdiler. Yıllardır içlerine, ciğerlerine işlemiş evlat hasreti, sel olup akan gözyaşları yerine yükselen bilinçleri; terör örgütü PKK'nın askerlik şubesi gibi çalışan HDP'nin de direncini kıracak, 40 yıldır süren karanlık ışığa kavuşacak.
Bizler naçizane 500 günün, 500 gecenin tanığıyız. Ama ateş düştüğü yeri yakar, bunu da biliyoruz. Nöbetteki her bir annenin, HDP il binasına parmağını sallayarak haykırdığı "Orası Kandil'dir" sözleri; HDP'nin Ankara'da grup toplantılarını yaptığı Meclis koridorlarında ve Genel Merkez binasında da yankılanıyor. Diyarbakır Anneleri haklı mücadeleleriyle sadece terör örgütünün karanlık yüzünü değil, işte bu riyakârlığı da ifşa ediyorlar.
Terörün dili-dini-ideolojisi-haklılığı olmaz. Terör terördür, terörist teröristtir! Kimin ya da neyin peşinde olduğunun bir anlamı yoktur. Diyarbakır Anneleri'nin bu haklı haykırışını, 40 yıldır kanımızı emen bu kanlı terörü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletinin haklı mücadelesini her yerde ve özellikle de uluslararası platformda duyurmak çok önemli.
Diyarbakır Anneleri'nin yaşadıklarını kendi dillerinden, kendi sözlerinden İngiliz ve Amerikalı parlamenterlere, medya mensuplarına anlatmaları için RTGD'nin yapacağı organizasyonlar da bu girişimlerden biri olacak. Bu masum, bu en haklı eylemi itibarsız hale getirmek için yarışan siyasetçi, STK ve medya mensupları da duysun...
Yorum Yazın