Son 2 haftanın vaka sayıları ve son 2 günün 20 bini geçen günlük rakamları, “pandemi matematiği”ni bilen her uzmanı korkutuyor.
Halk sağlığı uzmanları, “Eğer rakamlar bu şekilde seyreder ve bu hızla artmaya devam ederse bizde de tıpkı İtalya, Fransa ve Almanya’da olduğu gibi bir 3. dalga başlayabilir” korkusu içindeler. Daha da kötüsü, aynı uzmanlar, bu gidişle kasım başında yaşadığımız “tsunami benzeri” bir tatsızlığın da gelişebileceğinin altını çiziyorlar. NETİCE ŞUDUR: Eğer süreci sadece devletin aldığı, alacağı bilindik önlemlere bırakırsak ve biz katılımcı, yardımcı hatta hepimiz birer pandemi gönüllüsü olmayı unutursak, kasım başında karşılaştığımızdan daha yüksek vaka sayılarına ulaşabilir ve önümüze konabilecek daha ciddi önlem paketlerine, kısıtlamalara razı olmak durumunda olabiliriz.
BİR UYARI
‘UZAYAN COVID’ SORUNU BÜYÜYOR
DAHA önce de yazdım: En az 10 COVID-19 hastasından birinde hastalık atlatıldıktan sonra da bazı sağlık sorunları aylarca sürebiliyor. Özellikle 50-60 yaş arasındaki kadınlar ve insülin direnci, şeker hastalığı, obezite gibi kronik iltihabi hastalığı olanlar ile hastalığı ağır belirtilerle atlatanlarda “uzayan COVID/long COVID/COVID survivor” gibi farklı adlarla tanınan bu sorunlar yumağına daha sık rastlanıyor. O sorunların başında da “sisli beyin/brain fog, kas ve eklem ağrıları/fibro fog, koku ve tat kaybı, yorgunluk, halsizlik, göğüste darlık/daralma hissi, hava açlığı, baş dönmesi, baş ağrısı, unutkanlık, çarpıntı, ellerde titreme” gibi çok farklı hatta birbiriyle ilişkisiz pek çok belirti geliyor.
BİR UYARI
COVID-19 NEDEN UZUYOR
UZMANLAR COVID-19 sonrasında gelişen bu tatsız tablonun virüsle oluşan damar iç yüzeyindeki tahribattan, yani “endotel iltihabı”ndan (endotelitis) kaynaklandığını, iltihabın sorumlusunun da bağışıklık sistemindeki “otoimmün bozukluk” olabileceğini düşünüyor. Özeti şudur: COVID-19 geçirenlerin hastalık sonrası sorunlarını izleyen bir dizi “POST COVID BAKIM MERKEZİ” oluşturulması gerekiyor. Bu merkezlerin sayıları, nerelerde kurulacağı, nasıl çalışacağı, hangi çözümleri üreteceği gibi konuların planlanması da tabii ki Sağlık Bakanlığımıza ve Bilim Kurulumuza düşüyor.
BİR SORU
TRİGLİSERİDİNİZİ İZLİYOR MUSUNUZ
İDDİA ediyorum: Trigliserid yüksekliği en az kolesterol yüksekliği kadar önemli bir meseledir. Altını ısrarla çiziyorum: 150’yi geçen trigliserid rakamları en az şeker hastalığı kadar mühim bir sorun, en az hipertansiyon kadar etkili bir damar düşmanıdır. Bu nedenle damar sağlığını düşünen, özellikle de beyin ve kalp sağlığı risk altında olan herkesin trigliserid seviyesini dikkatle izlemesi ve etkili bir “trigliserid stratejisi” oluşturması lazımdır. Peki nasıl? İlk iş laboratuvar raporlarında yazan maksimum üst sınırı 150’den 100’ün hatta 80’in altına indirmek olmalı. Hemen sonra da “trigliserid/HDL kolesterol oranı”na odaklanılmalı. Bu oran 2’den yüksekse ve özellikle de HDL yani iyi kolesterol fazlaca düşükse (kadınlarda 50’den, erkeklerde 45’ten az ise) trigiliserid seviyesi mutlaka 80’lerin altına indirilmeli. Peki, nasıl? Yanıt 1 numaralı kutuda.
KESİP SAKLAYIN
TRİGLİSERİDİ AZALTAN İLK 5 DEĞİŞİM
1- Alkole “Hayır” denilecek.
2- Şekere el bile sürülmeyecek.
3- Una ve nişastaya sınır koyulacak.
4- “Meyve canavarı” olunmayacak.
5- Daha çok “OMEGA-3” kazanılacak.
AKLINIZDA OLSUN
KALİTELİ BİR UYKU DNA’YI DA TAMİR EDİYOR
BİLİYORSUNUZ, bu köşenin üzerinde ısrarla durduğu 4 sağlık parametresi var: Nasıl besleniyoruz? Nasıl uyuyoruz? Ne kadar hareket ediyoruz? Huzurlu muyuz?
Pandemide özellikle uykunun önemi bir kez daha belirginleşti, mevcut pandemiye bir de “uyku pandemisi” eklendi. Diğer taraftan uykunun bağışıklık sisteminin gücünü belirlemede; kanser, diyabet, damar sertliği, obezite gibi kronik hastalıkları önlemede vazgeçilmez sağlık parametrelerinden biri olduğunu gösteren binlerce çalışma var. Diğer taraftan 2019 tarihli bir araştırma, uykunun DNA hasarlarını tamirinde de önemli bir belirleyici olduğunu gösterdi. O araştırmada DNA’daki “çift iplikçik kopmaları”nın uyanıklık sırasında arttığı, uykuda azaldığı anlaşılmış.
KISA BİLGİ 1
GÖZALTI TORBALARININ 5 NEDENİ
* Genetik eğilim
* Yaşlanma süreci
* Uyku bozukluğu
* Yorgunluk
* Yoğun stres
KISA BİLGİ 2
DİŞ ETİ KANAMALARININ 5 SEBEBİ
* Kötü ağız hijyeni
* Diş eti iltihapları
* Vitamin noksanlıkları
* Bazı ilaçlar
* Kan hastalıkları
KESİP SAKLAYIN
HAFTA SONU TAVSİYESİ
BU hafta sonunun tavsiyesi de yine Andre Maurois’nın ‘Yaşama Sanatı’ kitabından geliyor: “Her şey başa gelir... Her şey unutulur... Her şey yoluna girer... Hiç kimse hiçbir şeyden hiçbir şey anlamaz... Herkes herkesin herkes hakkında söylediklerini bilseydi, kimse kimseyle konuşmazdı.”
Yorum Yazın