Şubat ayı inşallah çabuk biter. Çünkü her şubat ayına girişimizde 28 Şubat denilen ahlaksızlığı hatırlıyorum.
Şubat ayında askerler, Erbakan Hükümeti'ne darbe yapmaya karar verince bütün gazetecileri Genelkurmay'a çağırdılar.
Televizyonda o toplantıyı yayınladılar. Bir tek koltuk boştu ve üzerinde benim adım yazılıydı.
O boş koltuğu defalarca ekranlarda gösterdiler.
YAZIMI HEMEN KESTİLER
O sırada Sabah Gazetesi'nde yazıyordum, ertesi gün yazım kesildi.
Sonra gazetenin sahibi Dinç Bilgin'i banka suçlusu olarak hapiste görünce çok üzülmüştüm.
Aynı dönemde televizyonda da yorum yapıyordum.
Televizyondaki odama patron Enver Ören ve oğlu geldiler. Enver Ören ağlıyordu.
Bana, Mehmet Abi derdi. Yaşlı gözlerle şöyle konuştu: "Mehmet Abi, dün generaller beni çağırdı; eğer televizyonda yorum yapmaya devam edersen beni batıracaklarmış." Ben de, "Enver Bey, sizi ne kadar sevdiğimibilirsiniz, hemen bir veda konuşmasıyapıyorum" dedim.
Çok belalı bir dönemdi. O dönemde Amerika'ya gittim, Birleşmiş Milletler'den 20 diplomat benim için yemek verdiler.
Ve bu arada bir Amerikan üniversitesi de bana ömür boyu hocalık teklifi yaptı.
Kabul etseydim herhalde bir daha dönemezdim.
KILIÇDAROĞLU'NUN AYIPLARI
Türkiye'de ise işler çok karışıktı. Erbakan'ı ve Çiller'i yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Devreye kara para da girmişti.
Bütün bunları hatırlarken bugün KemalKılıçdaroğlu'nun davranışlarını düşünüyorum.
O gün yoktu, şimdi var. Mümkün olsa yeni bir 28 Şubat'la Tayyip Erdoğan'ı devirir.
Peki devirir de ne yapar? Mesela, Amerika'nın istediğini yapar ve dün belirttiği gibi S-400'leri Rusya'ya iade edip Suriye'den çekilir.
Ayrıca muhtemelen Amerikan Başkanı Biden'ı da "Türk dostu" ilan eder.
Erdoğan yeniden seçilmeli Bütün bunlar hem hafızamızda var hem de gözümüzün önünde yaşanmaya devam ediyor.
Demek ki, Türkiye'nin geleceği TayyipErdoğan'ın yeniden seçilmesine bağlı.
Çünkü bütün bunlarla mücadele eden tek adam o.
Yorum Yazın