Evet, bir yılı daha geride bıraktık. 2023 yılına adım attığımız ilk günümüzü yaşıyoruz. 2023 yılı ülkemiz adına birçok önemi birlikte getiriyor. Cumhuriyetimizin 100. yılına girdik, ne badireler atlatarak, dişimizle, tırnağımızla kazıya kazıya, Cumhuriyetimizi 100. yılına getirdik. Milletçe çok kötü olaylara da şahit olduk, top yekün sevindiğimiz zamanlar da oldu. Her şey, her kavram çokça tartışıldı, yolumuzu, ivmemizi hangi yöne çevirmemiz gerektiğini hala daha tam olarak çözmüş değiliz. Zaman zaman memleketimizden şikayet etsek de, zaman zaman ümitsizliğe kapılsak da toplum olarak aidiyet duygumuz bir çok millete göre had safhada olmuştur. Toplum olarak eksikliklerimiz olsa da, medenilik seviyesinde biraz gerilerde kalsak da bizler bu ülkenin çocuklarıyız. Sadece kendimizden de mesul değiliz, Müslüman dünyası Türkiye'den çok şey bekliyor, dünyanın mazlum milletlerinin can suyu oluyoruz. Kolay değil işimiz, Türkiye Cumhuriyeti bir Norveç bir Danimarka değil, değil derken, yaşam standartından bahsetmiyorum, bizim mecburiyetlerimiz var. Garibanın, mazlumun göz yaşlarının mesuliyeti var üzerimizde. Evet diyebilirsiniz ki, biz tam olduk mu da kendimize yetebiliyor muyuz da her zora düşene koşuyoruz? Lakin, şunu unutmamak gerek; rahat iken, elin bol iken yardımı herkes eder. Önemli olan, yoklukta da ne kadar paylaşabiliyorsun. Belki kendi kendimizi kahraman görüyoruz, belki yel değirmenlerine karşı kılıç sallıyoruz, ama o kılıcı sallamadığımızda, inanın bizi biz yapan değerlerimizi kaybederiz. Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz de, ama yiğidin hakkını yiğide vermek gerek. Popülist söylemlerden bir nebze sıyrılıp, Türkiye Cumhuriyeti'nin ellerinin nerelere uzandığına, hangi mazlumlara sahip çıktığına, objektif bir şekilde bakarsanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Bu millet Osmanlı'dan itibaren mazlumun yanında oldu, kan dökmedi mi, döktü! Lakin, döktüğü kanın sebebi, dünyaya nizam getirmek, mazlumların göz yaşlarına engel olmak değil miydi? Fethettiği hangi yerde, gayri Müslümleri din değiştirmeye zorladı...? Tarihimizde ırkçılıkla da alakalı, bir tane örnek gösteremez kimse. Tabii ki mükemmel değillerdi, lakin hiç olmazsa sırtımıza utanç vesikaları bırakmadılar. Hayat zor sevgili okur, bir çok değişken, bir çok anlamsız olaylara şahit oluyor günümüz dünyası. Bir önceki yazımda değindim, dünya değişiyor, muktedirler karma karışık durumda! Dünyayı yıllardır sömürdükleri, kendilerinden başkalarını insan yerine koymadıkları zihniyetleri çöküş içinde! Bu çöküş bir anda olmayacak, lakin süreç başladı. Zaman zaman ümitsizliğe düşebiliriz, karamsarlık her tarafımızı sarabilir, önemli olan bunlara karşı dimdik ayakta kalıp, inandığımız yoldan şaşmamak. Biz hep beraber güzeliz, farklılıklarımızla güzeliz, ne olur, popülist söylemlerle manipüle etmelerine izin vermeyin!Hayat zor bu günlerde, hepimiz için, ama her şey geçer, neler neler geçmedi ki, bu günler de geçer. Bizlere düşen her sorumlu vatandaş gibi, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmek için, kendi alanlarımızda durmadan çalışmalıyız. Günlük kavgaların ve siyasetin bizleri küstürmesine izin vermemeliyiz. Cumhuriyetimizin 100. yılında öyle etkinlikler yapmalıyız ki, dosta düşmana Türkiye Cumhuriyetinin ne kadar büyük ve önemli olduğunu göstermeliyiz. 100 yıllık bu çınarı, bizlere miras bırakan, bu uğurda küçücük bile olsa emeği geçmiş ve geçecek olan herkesten Allah razı olsun. Bu ülke hepimizin ona sıkı sıkıya sahip çıkmak, hepimizin asli görevidir, bunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Yazımı, bu minval üzere, bize 100 yıl öncesinden bir seslenişle bitirmek istiyorum.
"Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz. Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık ya ölüm! Türk milleti istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır..." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Yorum Yazın