Aradan geçen beş koca yıla rağmen, aynı soruyu sormak ve bugünün birikimi ile cevap vermek zorundayız.
"15 Temmuz hain darbe girişiminin ana hedefi ne idi?"
Kuşkusuz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı tasfiyeydi!
Milletin iradesine yönelen kirli darbenin, karanlık amacına ulaşması Erdoğan'ın siyasal denklemin dışında bırakılmasına odaklanmıştı.
Halen bu emellerin hız kesmediğini söylemek durumundayız! 15 Temmuz'u tasarlayanların hesaplarını sadece ertelediğini gözeterek, teyakkuz halini korumak milli bir görev olmayı sürdürüyor.
Nedenlerine gelince...
15 Temmuz'u "kontrollü darbe" olarak niteleyen maksatlı zihniyet hala canlı tutuluyor.
FETÖ elebaşı, 27 ayrı suçtan hazırlanan 7 iade dosyasına rağmen ABD yönetimince himaye ediliyor.
Cumhurbaşkanını, Cumhur İttifakı'nı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yıpratmaya dönük, sosyal medya operasyonlarına, psikolojik harekat hamlelerine her gün bir yenisi ekleniyor.
Ve nihayet, pandemi şartlarının ürettiği toplumsal ve ekonomik hassasiyeti "yalan siyaseti" üzerinden manipüle etmeye dönük iç ve dış faaliyetler giderek artıyor.
***
Görünür gelecekte...
1- FETÖ diyasporası ile mücadele önem kazanacak. ABD, Kanada, İsveç, Almanya, Belçika, Güney Afrika Cumhuriyeti merkezli Türkiye karşıtı faaliyetlere karşı yapısal önlem alınması önceliklendirilecek.
2- Kripto FETÖ'cüler, "su uyur, düşman uyumaz" moduna geçtiği için, tespiti ve etkisiz hale getirilmeleri her an mutlak dikkati gerektirecek.
3- Cezaevindeki hükümlü FETÖ'cülerin birbirlerini motive etme gayretleri, yakından izlenecek ve bugün olduğu gibi ağları ve bağları kesilecek.
4- FETÖ üyeliğinden cezasını çeken ve halen dışarıda bulunanlar ile KHK ile kamudan ihraç edilenlerin yeniden örgütlenmesine bir an bile fırsat tanınmayacak!
Son olarak...
İktidara gelme uğruna, sözde demokrasi güçleri adı altında PKK terör örgütü ve FETÖ'ye siyasi göz kırpanları bu aziz millet önce bir kenara not edecek, sonra sandıkta notunu verecek.
Yorum Yazın