Geçtiğimiz hafta Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu'nun davetiyle Hatay'a gittik. GYODER bir süredir üyeleriyle birlikte gönüllü seferberlik başlatmış durumda… Bir taraftan 11 ilde master plan hazırlanmasına katkıda bulunuyor diğer taraftan da nitelikli konutların üretilmesi noktasında tecrübelerini aktarıyor. Bu kez de Londra merkezli Foster & Partners'ın ortakları Bruno Moser, Iwan Jones, Nicola Scaranoro ile Kentsel Yenileme Merkezi Başkanı, GYODER Üyesi Cem Yılmaz ve Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Serhat Başdoğan'la birlikte bölgede incelemelerde bulundular.
Kalyoncu, depremin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın liderliğinde, TOKİ ve Emlak Konut'un yürüttüğü çalışmalara kayıtsız kalmak istemediklerini belirterek, "Deprem bölgesinde hayata geçirilecek yeni şehir merkezlerinin master plan tasarımı için gönüllü olarak tabiatla uyumlu, tasarıma değer veren, en uygun tekniği baz alan ve toplumun menfaatlerini önceleyen bakışla elimizden gelen desteği sunacağız. Biz hazırlayıp başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili otoriteye sunacağız. Master planlar güncellenebilir, yani yaşayan şekilde hazırlanacak" diyor.
GYODER master plan çalışmaları için üyelerinden bir bütçe de oluşturmuş… Kalyoncu, "Master plan çalışmaları için 250 milyon liralık bir bütçe gerektiği anlaşılıyor. Bunu, GYODER olarak biz karşılayacağız" açıklaması yapıyor.
Kalyoncu'nun anlattığına göre, deprem enkazlarının kaldırılması için üyelerden 700'e yakın iş makinası sahada… GYODER üyelerinin ekiplerinden şu anda 270 kişinin (mimar, mühendis, şehir plancısı vb) bölgede tasarım çalışmaları için bulunduğunu belirtiyor.
Peki depremde yıkılan şehirlerin yeniden imarı için ne kadarlık bir bütçe gerekir? Kalyoncu bugünkü yıkılan, ağır hasarlı bina tespitlerine göre kabaca bir hesap yapıyor. 48 milyon metrekarelik bir alan inşa edileceğini, bunun da maliyetinin 528 milyar TL'yi bulabileceğini söylüyor.
Peki ya İstanbul?
İstanbul'un yakın bölgelerine ulaşım altyapısının büyük ölçüde tamamlandığına dikkat çekiyor. Çanakkale Köprüsü'nden Osmangazi Köprüsü'ne kadar olan alanı işaret ediyor. Osmangazi Köprüsü ile Kocaeli arasındaki alana İstanbul'un Anadolu yakasının sığabileceğini vurgulayan Kalyoncu, "Gebze-Üsküdar arası metro ile 50 dakika. Arsa maliyeti İstanbul'a göre daha avantajlı. Bölgede çok tersane var. Hafif çelikle orada 6 ay içinde 90 ila 100 bin konut üretilebilir. Böylece, taş ocağı sıkıntısı da çözülür. Maliyeti betonarmeden yüzde 10 pahalı olsa da ölçeklendirmeyle bu aşağı çekilebilir" diyor.
Kalyoncu'nun altını çizdiği iki mesele daha var. Biri ruhsatların dijital ortama taşınması… Diğeri de arsa manipülasyonunun bitirilmesi… Kalyoncu, dijitalleşmeyle ruhsat sürecinin şeffaf ve izlenebilir olacağını, siyasetten koparılacağını anlatıyor. Türkiye'de arsa kapatma mantığının bitmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: "İki yılda arsa maliyeti oluşturmadan 200 bin konut üretmek gerekiyor. Arsa maliyeti sıfırlanırsa gayrimenkul sektörüne yeni bir paradigma gelir. Böylelikle zaten varlıklı olan arsa sahiplerini daha da zenginleştirme dönemi biter. Kira rakamları uygun hale gelir."
***
MALTA'YI TÜRKİYE'YE TAŞIDILAR!
Yahu çok tuhaf değil mi? Daha geçenlerde Suzan Sabancı Dinçer'in Miami'deki fotoğrafı, Dilek Sabancı'nın sözleri gündem olmadı mı? Her gün aile yeni bir bomba daha mı üretmek zorunda?
Vallahi billahi özel olarak çabalamıyorum. İnsanın gözüne sokuyorlar.
Biliyorsunuz, çarşamba günü Akbank ortaklarının açıklaması piyasayı karıştırdı. Dilek Sabancı ve Sevil Sabancı 50.9 milyon adet hisseyi borsada satmak için MKK'ya kaydının yaptırıldığını bildirdi. Borsada 'Hisseler satılacak' endişesiyle Akbank düştü. Meğer öyle değilmiş… Hisseler bir cepten, diğerine gidiyormuş… Aynı gün saat 16:48'de yaptıkları açıklamada ise hisselerin borsada satılmayacağı, yatırımcısı oldukları serbest özel fonlara devredileceğini belirttiler.
Hayda buyur buradan yak… Niye bunu yapıyorlar dersiniz. Çünkü, Akbank 30 Mart'ta hisse başına 1.55 TL temettü dağıtacak. Dilek ve Sevil Sabancı'nın 50.9 milyon adet hissede yaklaşık 79 milyon TL temettüsü var. Bu hisse kendilerinde kalsa yaklaşık 13 milyon TL stopaj, ayrıca sınır aşıldığı için 4 milyon TL de gelir vergisi ödeyecekler. Şimdi bunu serbest fona devredip akıllarınca vergiden kaçıyorlar.
Gerçi benimki de laf…
Vergi cennetlerini seven bir aileden bahsediyoruz.
2019'da neredeyse maaile vergi cenneti Malta vatandaşı olmadılar mıydı!
Yorum Yazın