Önceki akşam Külliye'deki göz alıcı etkinlikle tanıtılan 100. Yıl Marşı'nı çok sevdim. Hem sözleri hem de müziği yüreğime dokundu. Kaydedip, defalarca büyük bir keyifle dinledim.
Aylar önce, 5 Nisan tarihinde bu köşede 100. Yıl Marşı için müzik adamlarından, edebiyatçılardan oluşan ulusal bir seçici kurul oluşturulmasını önermiştim. Aklın yolu bir. Aynen öyle oldu. Sonunda finale çıkan dört eser arasında en güzeli birinciliğe layık görüldü.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı, seçici kurul üyelerini ve bu seçime katkı sağlayan herkesi gönülden kutluyorum. Tabii ki övgülerin en büyüğü, marşın söz ve bestesinin sahibi İlker Kömürcü'ye. 100. yıl coşkusunu tüm heyecanı ve görkemiyle sözlere aktarmış. Marş, müzikal açıdan da üst düzeyde. Aynı zamanda hem kolay söyleniyor, hem de akılda kalıyor. Eminim en kısa sürede halkımız tarafından da benimsenecek ve keyifle söylenecektir.
Külliye'deki organizasyon ise tek kelime ile mükemmeldi. 1071 kişilik dev orkestranın icrası ve yönetimi öyle kolay iş değildi. Ferhat Göçer'in bu geceye özel seçtiği şarkılar ve performansı da göz alıcıydı. Askeri bandolarda yer alan solistlerin muhteşem sesleri de izleyenleri adeta büyüledi.
Gecenin assolisti ise harika dron gösterisiydi. 100. yıl coşkusunu Ankara semalarına nakış gibi işleyen görsel şölen, ülkemizin teknolojideki büyük sıçramasının da "ışıklı tabelası" gibiydi.
100. yıl reklamları
Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü ile taçlanmasına az bir süre kaldı. Önemli kuruluşlar da şimdiden 100. yıl reklamları ve klipleri yayınlamaya başladılar. Bunlar arasında biri vardı ki, hem teknik hem de içerik olarak bir adım öne çıktı.
Vakıfbank, 100. yıl onuruna enfes bir reklam hazırlamış. Unutulmaz tarihi görüntüler ile günümüzden kesitler, aynı mekanlar baz alınarak harika bir teknikle birleştirilmiş. "Bir asır geçse de Cumhuriyet daima seninle" sloganı da anlamı pekiştirmiş.
Bambi Yatakları'nın, cephede karlar üzerinde paltosuna sarılıp uyuyan Atatürk görüntüsünü baz alarak "Bugün yataklarımızda rahat uyuyorsak, karların üzerinde uyuyanlar sayesindedir" sloganıyla gerçekleştirdiği kampanya da son derece etkileyici.
Belli ki önümüzdeki günler televizyonda 100. yıl reklam ve kliplerinin yarışına sahne olacak. Ben de gurur ve mutlulukla bu yarışı tüylerim diken diken izleyecek, içlerinde en başarılı olanların altını çizeceğim.
Öyle bir Atatürk filmi çekmeliyiz ki...
Ermeni lobisinin Atatürk filmini FOX'un dijital kanalı Disney Plus'ta sansürlemesi canımızı yaksa da bize bir yol gösterdi. Şimdi öyle büyük, öyle görkemli, öyle etkileyici bir Atatürk filmi çekmeliyiz ki, dünyadaki tüm film dağıtımcıları, tüm televizyon kanalları yayınlamak için sıraya girmeli.
Filmin oyuncu kadrosu, dünyanın ve ülkemizin en ünlü, en yetenekli oyuncularını barındırmalı. (Ben Kıvanç Tatlıtuğ'un Atatürk rolüne çok yakışacağına inanıyorum. Yaşlılığı için ise Robert De Niro ideal olacaktır) Hatta en ünlü oyuncularımız, savaş sahnelerinde arka planda vurulup ölen askerleri oynamak için ücret talep etmeden sete koşmalı. Dünyadaki tüm film teknolojisi seferber edilerek şimdiye kadar çekilmiş en muhteşem savaş sahneleri canlandırılmalı.
Çünkü dünyanın en büyük lideri Atatürk, filmlerin de en büyüğünü hak ediyor.
Gaf'let kürsüsü
Marmaray'da yanında oturan kadının başörtüsünü zorla çıkarmaya çalışan provokatör kadın, kendisine müdahale etmek isteyen genci de tehdit etti: "Senin o kolunu kırarım..."
Zap'tiye
İstanbul'da her köşe başında bir silahlı çatışma yaşanmaya başladı. Kurbanlar ise genelde yoldan geçenler oluyor. Sabah evden çıkarken atlet yerine çelik yelek mi giysek ne?
Ne demiş?
Serdar Ortaç'ın eski eşi Chloe Loughnan boşanma nedenini ilk kez açıkladı: "Kumar oynuyordu ve kaza geçirdiğimde beni yalnız bıraktı."
Yorum Yazın