Okan Müderrisoğlu

Okan Müderrisoğlu

Mail: dfdgdgd@hotmail.com

1 Ekim Manifestosu ve Samimiyet Bilançosu

"Türkiye'nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi ekonominin de sorumluluğu bize aittir!"
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, TBMM'nin yeni yasama yılını açış konuşmasına bence "ekonomiye dair tespit ve çözümleri" damgasını vurdu. Erdoğan'ın mesajları üç ana eksen üzerine bina edilmişti...
"1- Cumhuriyetin 100. yılı için sivil anayasa çağrısı. 2- Enflasyonla mücadele kararlılığı içinde toplumsal refah artışı. 3- Kürt sorununu çözdüğüne ilişkin net sözler!"
Cumhurbaşkanı, gelecek vizyonunu ise "Yeşil Kalkınma Devrimi" hedefiyle çerçeveledi.

***

Başkan Erdoğan ekonominin, her insanın hayatına dokunan yönüne ve tüm atılımların itici gücünü oluşturmasına özellikle değindi. Böylece milletin asli gündemine dair siyasi duyarlılığını kuvvetli biçimde ifade etti.
Bu noktada...
Geniş kitlelerin güncel ekonomik tablo üzerinden manipüle edilmesine dönük iç ve dış operasyonların farkında olduğunu, bunlara geçit verilmeyeceğini kayda geçirdi. -Bir manada- Milletten de bu kurgulara karşı dikkatli olmasını istedi.
Ve ardından şu beklentisini paylaştı:
"Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz!"
Sonra...
Arz talep dengesinin bozulduğu, enflasyon tehdidinin küresel çapta arttığı, belirsizliklerin çoğaldığı zorlu bir dönemde bulunduğumuzu hatırlatıp Kovid-19 pandemisi bağlamında şu gerçeği ekledi:
"... Bu salgının Türkiye'de çıkmadığı ve ülkemizin, tüm dünyayı sarsan bir krizin etkilerine maruz kaldığı gerçeğinin kabul edilmesi gerekiyor!"

***

Cumhurbaşkanının konuşmasındaki, "Enflasyon sorununu göz ardı etmiyoruz" vurgusuna ayrı bir paragraf açmakta fayda var. Zira büyüme ancak fiyat istikarı ile birlikte refah artışı sağlar. Nitekim... "Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, istikrarı, gelir dağılımı adaletini tesis etmesi ve gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir" diyen Erdoğan'ın, bu cümlesinin ardından Türkiye'nin enflasyonla mücadelede deneyimli olduğunu belirtmesi de mühimdi. Tam da bu nedenle topluma şu taahhütte bulundu:
"Makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Gıda tarafında gerek kuraklık gerekse artan girdi maliyetlerinin etkisini azaltacak tedbirler alıyoruz. Bunlardan biri de fahiş artışları anında tespit edip müdahaleye imkan sağlayacak 'Erken Uyarı Sistemidir.' Aynı şekilde rekabeti bozan, piyasadaki hâkim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz."

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz rezervleri tartışması açan muhalefete, "Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervi de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı" derken, siyaseten bir nebze rahatlamış görünüyordu.
Polemikten uzak duran üslubu 26 sayfalık konuşma metnine yansıyan Erdoğan, sanayi devrimini kaçıran, bilgi toplumu devrimini ucundan yakalayan Türkiye için tarihi fırsatları da sıraladı. İklim değişikliğinden yapay zekâya kadar pek çok karmaşık unsurun bir arada olduğu yeni devrimi yakalayabileceğimizi anlattı. "Paris İklim Anlaşmasını Meclis'in takdirine sunma kararımız, başlattığımız Yeşil Kalkınma Devrimi'nin ilk müjdesidir" dedi.
Ve nihayet... Herkesin altına imza atacağı sesleniş...
"Bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Dünyanın gittiği istikamet, farklılıklarımızı değil müştereklerimizi öne çıkararak kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor!"

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar