Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank "Teşvik belgesi düzenlediğimiz yatırımların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 86 artarak 10 bin 478'e ulaştı" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, teşvik belgesi düzenlenen yatırım sayısının bir önceki yıla göre yüzde 86 artarak 10 bin 478'e ulaştığını, bu belgelerde öngörülen sabit yatırım tutarının yüzde 45 artarak 249 milyar liraya, istihdamın ise yüzde 49 artarak 302 bine ulaştığını bildirdi.
Varank, Dilovası'nda Duraline Alüminyum Profil Sistemleri Temel Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada, sanayinin kalbi Kocaeli'nin ikinci adresleri olduğunu, neredeyse ayda bir veya iki kez ya bir açılış ya da yeni bir yatırım vesilesiyle kente geldiğini söyledi.
Her zaman yatırımcıların yanında olmaya ve heyecanlarını paylaşmaya hazır olduklarını dile getiren Varank, "İşte Duraline markasıyla faaliyet gösteren firmamız başarılı üretim ve ihracat performansını yeni bir yatırımla taçlandırıyor. ABB metal alüminyum, 30 farklı ülkeye yaklaşık 15 milyon dolar ihracat yapıyor. Yıllara sari 100 milyon liraya ulaşması beklenen bu yatırımla da üretimini yüzde 80, ihracat ve istihdamını ise yüzde 75 artırmayı hedefliyor. Türkiye'nin ekonomisine ve geleceğine güvenin bir göstergesi olan bu yatırım kararı dolayısıyla ben firma yetkililerini yürekten tebrik ediyorum." şeklinde konuştu.
Varank, hafifliği, kullanım kolaylığı, iletkenliği ve yüksek korozyon direnciyle talebi giderek artan bir ürün olduğunu belirttiği alüminyumun, bugün dünyada çelikten sonra en çok üretilen malzeme ve giderek büyüyen bir pazarı olduğunu kaydetti.
Alüminyumun inşaattan otomotive, havacılıktan savunma sanayine birçok alanda yoğun bir şekilde kullanıldığına işaret eden Varank, şöyle devam etti:
"Bu talebi görerek vizyoner bir yatırıma imza atan firmamızın bu yatırımın karşılığını hızlı bir şekilde alacağını ben şimdiden görebiliyorum. Geçtiğimiz yıl pandeminin etkisiyle global üretim ve ticaret son yüzyılın en sert daralmalarından birini yaşadı. Üretim süreçlerinin ve tedarik zincirlerinin aksadığı bu dönemde hem hükümetler hem de işletmeler zor bir sınavdan geçti. Dünya ekonomisi yüzde 3,3 uluslararası ticaret ise yüzde 8,5 düzeyinde daraldı. Böylesine zorlu bir yılda Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 büyümeyi başararak dünya genelinden ayrışan birkaç ekonomiden biri oldu. Gelin görün ki tüm dünya Türkiye'nin bu başarısını takdir ederken muhalefet, uluslararası kuruluşların dahi teyit ettiği bu rakamlara hala inanamıyor.
Neden biliyor musunuz çünkü siyasi başarı umutlarını hükümetimizin ve devletimizin aciz duruma düşmesine bağlamış durumdalar. Devlet batarsa, ekonomi çökerse kendilerini başarılı sayacaklar. Bu bakış açısı gözlerini o kadar köreltmiş ki Türk sanayisinin geldiği aşamayı görmekten acizler. Gelsinler birlikte şu Kocaeli'yi bir gezelim, Türkiye'nin her bir şehrine yaydığımız organize sanayi bölgelerini (OSB), endüstri bölgelerini, teknoparkları ziyaret edelim."
"Pandemi koşullarının hakim olduğu bu dönemde yatırım talebi hız kesmedi"
Varank, siyaseti bir hizmet yarışı olarak gördüklerini, muhalefetin alternatif çözüm önerileriyle gelmesini istediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin refahını nasıl artırırız, bunun derdini taşısın. Ama maalesef karşımızda tek bildiği iş iftira atmak olan bir muhalefet anlayışı hakim. Ne diyorlardı? 'Türkiye'de AK Parti iktidarında tek bir fabrika açılmadı.' Türkiye'nin dört bir yanındaki OSB'lerden sanayi alanlarına yayılmış binlerce fabrika, bunları her gün yalanlıyor. İşte bugün yeni bir sanayi yatırımın temelini atıyoruz, önümüzdeki günlerde birçoğunun açılışını gerçekleştireceğiz. Muhalefet bunları görür mü? Elbette görmez. Onların gündeminde üretim yok, sanayi yok, istihdam yok. Ne var? Dedikodular var, iftiralar var, kirli ittifak pazarlıkları var. HDP'li isimleri bakan yapma planları var. HDP ile örtülü ittifaklarını artık açık açık savunuyor, kirli pazarlıklarını gün yüzüne çıkarıyorlar. Böyle bir zihniyetin Türkiye'nin milli güvenliği diye bir derdi olabilir mi? Bu kafa iktidar olsa terörle mücadele rafa kalkar, bırakın SİHA'ları tek bir drone dahi teröristlerin üstüne gönderilemez. Bakın hala dostlarının canı yanmasın diye bu kirli pazarlıklara ses etmeyen muhalefet ortakları var. Utanmadan sıkılmadan Sayın Cumhurbaşkanımızı Netanyahu'ya benzetme hadsizliğini sergileyebiliyorlar. Ne demişler? Körle yatan şaşı kalkar. İttifak ortakları yüzünden bunların dilleri de emin olun Kandil'le uyumlu hale geldi. Milletimiz elbette bunları görüyor. Dışişleri Bakanımızın bugün neden Birleşmiş Milletlerde (BM) bütün İslam dünyasının dışişleri bakanlarıyla beraber orada büyük bir gayret içinde olduğunu, sayın Cumhurbaşkanımızın nasıl zalimlerin yüzüne gerçekleri haykırdığını milletimiz biliyor. Vakti zamanı geldiğinde de bunların hesabını sandıkta o muhalefetten soracak. Bizim gündemimiz dedikodular, 'fuat avni' tarzı operasyonlar değil, Türkiye'nin üretimi ve kalkınmasıdır."
Geçen yıl kaydedilen büyümenin bileşenleri incelendiğinde en önemli pay sahiplerinden birinin imalat sanayi olduğunun görüldüğünü aktaran Varank, "Hamdolsun sanayi üretimimiz haziran ayıyla birlikte pandemi öncesi seviyesini hızla yakaladı. Yılın ikinci yarısında bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artarak G-20 ülkeleri arasında en ön sıralarda yer aldı. Yüzde 94'ü imalat sanayi ürünlerinden oluşan ihracatımız da 2020 yılının ikinci yarısında bir önceki yıl seviyesini aşmayı başardı. En önemlisi ise pandemi koşullarının hakim olduğu bu dönemde, onca belirsizliğe rağmen yatırım talebi hız kesmedi. Bırakın hız kesmeyi son yılların en hızlı büyümesini gerçekleştirdi. Teşvik belgesi düzenlediğimiz yatırım sayısı bir önceki yıla göre yüzde 86 artarak 10 bin 478'e ulaştı. Bu belgelerde öngörülen sabit yatırım tutarı yüzde 45 artarak 249 milyar liraya, istihdam ise yüzde 49 artarak 302 bine ulaştı. İşte bugün temelini attığımız bu tesis de artan yatırım iştahının en somut göstergesi. Bizi en çok mutlu eden taraf ise üretimdeki artışın istihdama yansıdığını görmek."
KAYNAK: AA
Yorum Yazın